Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
NACHSPRECHEN : German Turkish

-nin söylediklerini tekrarlamak

NACHSPÄHEN : German Turkish

(j-m) b-ni arkasindan gözlemek

NACHSPÜLEN : German Turkish

(mit klarem Wasser) durulamak

NACHSPÜREN : German Turkish

l. izini arastirmak; izlemek
s. nachspionieren nächst- (Adj.) l. en yakin
(darauffolgend) ertesi
(kommend) önümüzdeki, gelecek
F (Weg) en kisa; kestirme; nächst (Präp. m. Dat.)
den sonra; die
en Verwandten en yakin akraba;
e Woche önümüzdeki hafta;
es Mal gelecek sefer; an e-m der
en Vormittage sabahlardan bir sabah; bei
er Gelegenheit ilk firsatta; für die
e Zeit mit et. (dem Eintritt e-s Ereignisses) rechnen yakmsamak; in den
en Tagen bu (od. su) gün-lerde; bugün yann; yann öbürgün; Unser Haus ist das
e nach der Apotheke. Evimiz, eczanenin üst yanmdadir. der Qe l. beni nevi, benibeser, hemcins
sirasi gelen; Jeder ist sich selbst der Qe. Spr. Kann kardesten daha yakin. Spr. Evvelä can sonra canan.
best- l. ikinci olarak gelen
(x-beliebig) degme adam; gelisigüzel
dem (Adv.) bundan sonra; bir de

NACHSTEHEN : German Turkish

(j-m in et.) bs bakimindan b-den asagi (od. dun) olm.; madununda bulunmak; einander in nichts ^ ehemmiyetce birbirinden geri kalmamak; atbasi beraber gitmek
d su, asagidaki; (Adv.) asagida

NACHSTEIGEN : German Turkish

(e-m Mädchen) F hum. pesinden kosmak

NACHSTELLEN : German Turkish

l. arkasma koymak
(Uhr) geriye almak
techn. tanzim etm., ayarlamak; (Schrauben) sikistirmak
(j-m) b-ne kasti olm.; b-ne tuzak kurmak

NACHSTOßEN : German Turkish

mil. s. nachdrängen

NACHSTREBEN : German Turkish

l. (j-m) b-ni k-ne örnek edinmek
(e-r S.) bse erismege calismak

NACHSUCHEN : German Turkish

l. arastirmak; bse müracaat etm.
(in seiner Tasche) cebini kanstirmak
(um et.) bsi istida etm.; b-den bsi rica etm

NACHT : German Turkish

l. gece
(Dunkelheit) karanlik, zulmet; Gute ^f Geceniz hayrolsun! Allah rahatlik versini die ^ von Donnerstag auf Freitag persembcyi cumaya baglayan gece; die ^ verbringen geceyi gecirmek; yatip kalkmak; sich die ^ um die Ohren schlagen F; die — hindurch wachbleiben geceyi sabah etm.; gecelemek, sabahlamak, sa-baha kadar uyumamak; des
s; bei —; ^s geceleyin, geceleri; bei ^" und Nebel l. gece karanligmdan bilistifade
fig. bir kimsenin haben olmadan; gizlice; bis tief in die ^ hinein arbeiten gecenin gec vaktine kadar calismak; mitten in der ~ gece yansi; mit einbrechender ^ karanlik basarken; über ^ gebautes Haus gecekondu; Guter Rat kommt über ^. Geceler gebedir. Spr. Vielleicht klärt sich alles über ^. Sabah ola hayrolal über ~ bleiben yatmak
arbeit / gece isi
arbeiter maksamci
angriff m mil. gece baskini (od. taarruzu)
asyl n gece bannagi
ausgäbe/(e-r Zeitung) gece nüshasi 2blau mavimsiye bakan simsiyah 9blind gece körü
blindheit / tavukkarasi; gece i körlügü; med. a. hemeralopi
dienst m gece hizmeti (od. servisi); nöbetcilik; Heute habe ich ~. Bugün nöbet-ciyim

NACHTEIL : German Turkish

m l. mahzur, halel, beis
(Schaden, Verlust) zarar, ziyan, dezavantaj; keinen ^ in et. erblicken beis görmemek; im ^ sein haleldar olm.; in ~ geraten yaya kalmak; zu
-s ~ sein b-ne ucu (od. mazarrati) dokun-mak ^ig mahzurlu, zararli, mazarratli; ~ sein; sich auswirken zararli olm.; mazarrati dokunmak

NACHTESSEN : German Turkish

n aksam yeme^i
eule / l. baykus
fig. aksamci, sabahci; gece kusu
talter m zo. gece kelebe^i; pervane
fledermaus / zo. ciplak yarasa
Trost m gece sogugu
gesehirr n läzimlik, oturak, havruz
gewand n gecelik, entari
haube / gece külähl; gecelik küläh
hemd n gecelik

NACHTIGALL : German Turkish

zo. bülbül; Was dem e-n sin Uhl (seine Eule), ist dem ändern sin ^. Spr. Kimine hayhay kimine vay-vay. Spr.
en.schlag m bülbülün ötüsü

NACHTISCH : German Turkish

m tatli, meyve, sogukluk, deser

NACHTJASMIN : German Turkish

m bot. Arabistan yasemini
käppchen n gecelik küläh
kerze / bot. esek cicegi
kerzengewächse pl. bot. küpecicegigiller, halkaviye
lager n l. mil. geceleme, konak, menzil
yatak, dösek
lämpchen n s.
licht

NACHTLICHT : German Turkish

n gece kandili; idare lambasi; veyyöz
lokal n kabare, bar, paviyon; gece kulübü
musik/gece müzigi; noktürn, serenat

NACHTPFAUENAUGE : German Turkish

n
(büyük bzw. kücük) tavus kelebegi
portier m (in Hotels) gece kapicisi
quartier n l. (in Dörfern) misafir odasi; misafirhane
gece konagi

NACHTRAG : German Turkish

m l. (in e-m Buch) iiäve, zeyil
(in e-m Brief) hamis, hasiye. cikma
(Ergänzung) lähika, ek 2tragen l. (j-m et.) a) arkasindan tasimak b) fig. b-ne b§den dolayi kin ve garez beslemek
(et.) a) (Posten) sonradan bir listeye, hesaba v. s. ye ithal etm. b) (Bücher) tamam-lamik 2tragend; 9trägerisch garazkär, kinci 2träglich l. (ergänzend) munzam, tamamlayici, mütemmim
(später) sonradan yapilan; sonraki; (Adv.) sonradan, bilä-hara
seit. zararli
trags.zahlung / munzam tediye

NACHTRAUERN : German Turkish

se keder etm.; b§i aramak

NACHTREIHER : German Turkish

m zo. gece bahkcih; ufak bahkcil •ruh« / uyku; gece istirahati; Angenehme ^1 Allah rahatlik versini 2s gece(-leri,
leyin); gece vakti "schatten m (schwarzer) bot. itüzümü; köpek memesi (od. üzümü); tilki üzümü
schattengewächse pl. bot. patlicangiller, badincaniye
Schicht/ l. gece isi
gece isci takimi; gece postasi 2schlafend: zu
er Zeit (z.B. um drei Uhr) gece yansi
Schmetterling m s.
falter.
schränkchen n komo-din
schwalbe / zo. kecisagan
Schwärmer m l. s.
falter
fig. aksamci. sabahci; gece kusu
stuhl m (für Kranke) oturakli iskemle 9s.über gece esnasinda
topf m s.
ge-schirr.
tresor m gece kasasi

NACHTUN : German Turkish

-ne imtisal etm.; b-nin izinden yürümek; b-nin izine basmak; es j-m ~ wollen b-ne heveslenmek

NACHTVIOLE : German Turkish

ot. acikagiz; frenkmeneksesi
wache / gece nöbeti; naut. gece vardiyasi
Wächter m bekci; gece nöbetcisi
wandeln n uyurgezerlik, seyrifilmenam, somnambul izm
wandler m uyurgezen, sairfilmenam, somnambul 9wandlerisch: mit
er Sicherheit finden el ile koymus gibi olm.
winde/bot. Hint cali dudu; aycicegi
zug m gece treni

NACHTÖNEN : German Turkish

aksetmek; uzamp devam etm

NACHUNTERSUCHUNG : German Turkish

med. ikinci muayene