Multilingual Turkish Dictionary Germany

m: im ~ icabi halinde; lüzumu takdirinde; baska care yoksa; für den ^ her ihtimale karsi 2gedrungen ister istemez; carnacar; baska care kalmadigi icin
geld n muvakkat para;
groschen m fig. karagün akcesi; e-n ^ zurücklegen karagün icin para biriktirmek
hafen m imdat (od. bannma) limam
heiter m Hizir gibi yetisen

NOTIEREN : German Turkish

(tr.) l. not etm., kaydetmek; kä^it üzerine koy-mak
(an der Börse) kote etm.; (intr.) (Wertpapier) kote edilmek

NOTIZ : German Turkish

l. (Aufzeichnung) not, muhtira, kayit
(Kenntnis) malumat, bilgi, haber; sich
en machen not almak; keine ^ nehmen (von) bse aldirmamak; kayitsiz kalmak
block m bloknot (defteri)
buch n not defteri; ajanda, muhtira
kalender m anmalik, muhtira
zettel m tez-kere; akil defteri

NOTLAGE : German Turkish

sikintili durum; istirar °landen mecburt inis yapmak
landung / mecburi inis ^le^dend l. yokluk (sikinti, zaruret) ceken; fakir, muhta^
(Wechsel) ibrazinda ödenmeyen police
(Wertpapier) faiz veya temettü vermeyen klymetli evrak-lüge/is bitirici yalari; mesru yalan; hilei seriye; mubah yalan; hayir icin islenen yalan; (va.: düru^u maslahatamiz); Ich mußte zu e-r ~ greifen. Yalan söylemek istirannda kaldim.-maßnahmen pl. caresizlik karsisinda alman tedbir; zaruri tedbir
mast m naut. falso direk

NOTORISCH : German Turkish

l. (allgemein bekannt) herkesce malum; belli; va. tevatüren sabit
(berüchtigt) mahut; adi cikmis; (Kokotte) ellenmis dillenmis;
er Dieb azili hirsiz

NOTPFENNIG : German Turkish

m s.
groschen.
rampe / acele (od. muvakkat) rampa
rüder n naut. egreti dümen; läle zinciri
ruf m istimdat
schiachtung / kesilmesi zaruri bir hayvamn bo^azianmasi
schrei m imdat feryadi
Signal n tehlike (bzw. imdat) isareti;
e geben imdat isareti cekmek; imdat istemek
sitz m straponten –stand m l. istirar hali
s.
wehr
devleti tehlikeye koyan durum

NOTTURNO : German Turkish

n mus. s. Nokturne

NOTVERBAND : German Turkish

m acele sargi
Verordnung / muvakkat kanun; kararname
wehr/mesru müdafaa; in ^ mesru müdafaa halinde ^wendig s. nötig. ^ machen gerektirmek, istil-zam etm.
wendigkeit / l. gerek(-lik), lüzum, zaruret, istirar, zorunluluk, mecburiyet
(Bedürfnis) hacet, ihtiyac
wohnung / baraka, gecekondu v. s. gibi egreti mesken
zeichen n imdat isareti
zelten pl. buhranli zamanlar; karagünler
zucht / cebren irza gecme °züchtigen b-nin irzina gecmek, üstünden
gecmek

NOUGAT : German Turkish

m, n nuga

NOUVEAUTE : German Turkish

yenilik, nuvote

NOVA : German Turkish

osfr. nova; yeni (od. gecici) yildiz
iionfjur. tecdit, yenileme

NOVELLE : German Turkish

l. lit. nuvel, hikäye
jur. ek kanun; e-e ~ einbringen pari. bir kanunun tadilini teklif etm. ist(in/) m nuvelci, hikäyeci

NOVEMBER : German Turkish

m kasim (ayi);/r.4kinci tesrin; tesrinisani

NOVITÄT : German Turkish

yenilik; yeni cikan sey (eser, piyes v.s.)

NOVIZE : German Turkish

m mürit
iat n müritlik
in/rahibe namzedi

NOVOKAIN : German Turkish

n med. novokain

NOWA SAGORA : German Turkish

n. pr. (Bulgarien) Yeni Zagra

NU : German Turkish

m: im ~ bir anda (od. cirpida); lahzada; göz kirpmadan; bir iki demege kalmadan; göz acip kapamadan (od. kapayincaya kadar); kasla göz arasmda; iki göz arasm-da

NUANCE : German Turkish

ince fark; nüans °\\eren farkhiastirmak, derecelendirmek, nüanslamak

NUBIEN : German Turkish

n. pr. Nübya
ier(in/) m; ^^sch Nübyali

NUCKELN : German Turkish

F (Säugling) emmek

NUDEL : German Turkish

l. eriste, sehriye
(Band9) serit makarna; nuy
(Faden9) tel sehriye
F egienceli herif; soytan, maskara; (allg.) sahis, kisi
brett n hamur tahtasi; yastigac; flach wie ein ^ yamyassi
holz n oklava; yufka merdanesi ^n (Tier) tika basa yedirerek semirtmek; taviamak; tavina getirmek
suppe / tel sehriyeli corba

NUDISMUS : German Turkish

m natürizm, nüdizm
t(in /) m naturist, nüdist

NUDITÄT : German Turkish

ciplaklik

Germany

NOTENBANK : German Turkish

NOTFALL : German Turkish