Germany
OBENDREIN : German Turkish
üstelik; bir de; üstüne üstlük; kaldi ki; schuldig und ~ noch frech hem suclu hem güclü
OBENERWÄHNT : German Turkish
; obengenannt mezkür, merkum; yukarida zikredilen; adi (sözü, ismi) gecen; der °e mumaileyh; müsarünileyh (va.)
OBENHIN : German Turkish
üstten, sathi(-ce), derinlestirmeden; nur so ^ üstünkörü; bastan savma
OBER : German Turkish
- l. üst
ßg. yüksek, üstün;
e Hohlvene an. üst ana toplardamar; veridi ecvefi ulya;
e Kommandobehörde mil. yüksek kumanda makami;
e Führung mit. yüksek sevk ve idare;
es Stockwerk yukan(-ki) kat; Der
e Teil des Hauses ist vermietet. Evin yukansi kirada.
e Donau yukari Tuna
OBERARM : German Turkish
m an. üstkol, karaca, pazi
bein n an. kol (karaca, pazi) kemigi; azmi adut; humerus
muskel m (dreiköpfiger) an. ücbasli käs (od. kol kasi); (adalei zatürrüusu seiäse)
OBERARZT : German Turkish
m l. (zivil) bashekim, hekimbasi
mil. hekim üste^men
OBERBAU : German Turkish
m üst insaat (od. yapi)
OBERBEFEHL : German Turkish
m mil. baskomutanlik
s.haber m mil.. basbug, baskomutan; fr. serdan ekrem
OBERBEGRIFF : German Turkish
m log. büyük terim; haddi ekber
OBERBOOTSMANN : German Turkish
m naut. deniz basgediklisi
OBERBRAMSEGEL : German Turkish
n naut. kontrababafingo yelkeni
OBERBÜRGERMEISTER : German Turkish
m (in größeren Städten) belediye reisi; fr. sehremini
OBERDECK : German Turkish
n naut. üst güverte
OBEREUNUCH : German Turkish
m fr. bas harem agasi; (offiziell): Babüssaadet-üsserife agasi; (schwarzer) kizlar agasi
OBERFAUL : German Turkish
F cok fena; V: duman
OBERFELDARZT : German Turkish
m mil. kara hekim yarbayi
OBERFELDWEBEL : German Turkish
m mil. basgedikli; gedikli bascavus
OBERFLÄCHE : German Turkish
yüz(-ey), satih, üst; an die ^ kommen yüze cikmak Qlich l. yüzden, sathi
(ohne Sorgfalt) itinasiz, özensiz, üstünkörü, gelisigüzel, sallapati, bürümeden; deve timan; bastan savma; derme catma
(ungefähr) kulaktan dolmä
(Unterhaltung) dereden tepeden; afaki; Er betrachtete es sich ~. §öyle bir bakti. Er arbeitet recht ^. Pek veresiye is görüyor.
es Arbeiten Sudan calisma; ^ zusammenkehren yalandan süpürmek; Wir sind nur ^ miteinander bekannt. Uzaktan uzaga tanisik-ligimiz var.
Hchkeit / sathilik, itinasizlik, özensizlik, afaktlik, plansizlik, üstünkörülük
OBERFÄHNRICH : German Turkish
m mil. astegmen; zabit vekili
OBERFÖRSTER : German Turkish
m baskorucu
OBERGEFREITE : German Turkish
m mil. kidemli (od. üst) onbasi
OBERGESCHOß : German Turkish
n yukari (od. üst) kat
OBERHALB : German Turkish
(Präp. m. Gen.) üst tarafinda; yukansinda
OBERHAND : German Turkish
üstünlük,faikiyet; die^gewinnen üstün gelmek
OBERHAUS : German Turkish
n (England) Lordlar Kamarasi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani