Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
OBERREALSCHULE : German Turkish

fr. esas dersleri matematik, tabit ilimler, Ingilizce ve Fransizea olan lise

OBERRECHNUNGSKAMMER : German Turkish

Divanimuhasebat, Sayistay

OBERSATZ : German Turkish

m log. büyük önerme; kübra

OBERSCHENKEL : German Turkish

m an. uyluk, fahiz

OBERSCHICHT : German Turkish

l. üst tabaka
(der Bevölkerung) aydinlar

OBERSCHLÄCHTIG : German Turkish

(Mühlrad) yukandan su alir (cark)

OBERSCHULE : German Turkish

ffr. ortaokul ve lise (beraber)

OBERSCHWESTER : German Turkish

bashemsire

OBERSEITE : German Turkish

üst taraf

OBERSEKUNDA : German Turkish

lisenin yedinci sinifi
ner(ln /) m Obersekunda ö^rencisi

OBERST : German Turkish

- en yüksek; üst, bas;
er Grundsatz basprensip;
er Schiedsrichter bashakem;
e Heeresleitung baskomutan-lik; das Qe zuunterst kehren altini üstüne getirmek; karmakan§ etm

OBERSTAATSANWALT : German Turkish

m basmüddeiumuml, bassavci

OBERSTABSARZT : German Turkish

m mil. hekim binbasi

OBERSTARZT : German Turkish

m mil. hekim albay

OBERSTLEUTNANT : German Turkish

m mil. yarbay (bis
kaymakam)

OBERSTRÖMUNG : German Turkish

(z.B. im Bosporus) üst cereyan

OBERSTUDIENDIREKTOR : German Turkish

m lise müdürü

OBERSTÜBCHEN : German Turkish

n hum: Er ist im ^ nicht ganz richtig. Tahtasi eksik

OBERTEIL : German Turkish

n, m l. bsin üst kismi
(e-s Kleids) beden

OBERTERTIA : German Turkish

lisenin besinci sinifi
ner(in /) m Obertertia ö^rencisi

OBERWASSER : German Turkish

n: ^ haben (od. bekommen) (tekrar) üstün gel-mek

OBGLEICH : German Turkish

her ne kadar
. ise de; gerci, rahmen; (oldii^u, yaptigi v. s.) halde

OBHUT : German Turkish

muhafaza, himaye, Slyanet, koruma, vikaye; in seine — nehmen himayesi altma almak; korumak

OBIG : German Turkish

yukandaki; bahsi gecen

OBJEKT : German Turkish

n l. sey, nesne, obje
(Gegenstand) madde, mevzu, konu, süje
gr. merul, mütemmim, tümlec; direktes fbzw. indirektes) ^ gr. mefulüsarih; duz tümlec (bzw. mefulü gayri sarih, dolayii tümlec) ^^v l. afaki. objektif, seyi, nesnel
(unparteiisch) tarufsiz
iv n phot. usw. objektif; Kamera f mit sehr lichtstarkem ~ cok isikli objektifli makine
ivation / phil. n^snelies^i^me °ivieren nesnellestirmek ivismus m phil. objektiflik, objektivizm
ivität / afakilik, objektiflik
träger m (am Mikroskop) lam