Germany
OBLATE : German Turkish
pharm. käse
OBLIEGEN : German Turkish
l. (e-r Arbeit) k-ni bir ise vermek
(j-m) b-nin uhdesinde olm., terettüp etm. °heit / vazife, vecibe, ödev, fariza, mükellefiyct, sarj, taahhüt; jur. a. külfet
OBLIGAT : German Turkish
mecbur?; zarurt ^ation / l. bore, vecibe, ba^it
fin. ohligasyon, tahvil
atorlsch mecburt, yükümlü, vacip °o n H l. taahhüt, garanti, teminat
(Bürgschaft) kefalet
(Verantwortung) mesuliyet, sorumluluk
OBMANN : German Turkish
m l. (Vorstand) sef, reis, baskan
(Schiedsrichter) hakem, yargici
(Betriebs9) sözcü
OBOE : German Turkish
l. obua
(türk.) zurna; (kleinere) cura zurna
ist m obuaci, zurnaci
OBOLUS : German Turkish
m metelik, fülüs, pul
OBRIGKEIT : German Turkish
l. (Regierung) hükümet
(Regierungsstellen) hükümet makamlari
OBSCHON : German Turkish
s. obgleich
OBSERVATION : German Turkish
müsahede. gözlem
or m rasit, gözlemen
orlum n rasathane, gözlemevi, observatuvar
OBSIEGEN : German Turkish
z. va. yenmek; uhdesinden gelmek
OBSKUR : German Turkish
karanlik, müphem, süpheli; /(/. a. dü^ümlü 9antls- mus m obskürantizm; cehaleti tervic edensiyaset meslegi
OBSOLET : German Turkish
kullanilmaz, eski(-mis)
OBST : German Turkish
n meyve, yemi§
bau m meyvecilik
bäum m meyveli agac
ernte / l. meyve toplama (zamam)
(Ertrag) meyve mahsulü
garten m yemislik; meyve bahcesi
händler m yemisci, meyveci, manav
OBSTINAT : German Turkish
inatci, dikkafali; söz anlamaz
OBSTKERN : German Turkish
m meyve cekirdegi
künde / pomolöji –kundige m pomolog 2kundllch pomolojik
mangel m meyvesizlik
pflücker m l. (Gerät) läle, egi
OBSTRUKTION : German Turkish
pol. obstrüksiyon
OBSTSAFT : German Turkish
m l. meyve suyu
(dick eingekochter) bulama
schale/;
feiler m yemislik, meyvelik "wein m meyveden yapilan sarap
OBSZÖN : German Turkish
müstehcen, ahläksiz 21tät / edepsizlik. hayasizlik, ahläksizlik
OBUS : German Turkish
n troleybüs
OBWALTEN : German Turkish
l. hüküm sürmek
(existieren) mevcut olm.; unter den obwaltenden Umständen häkim sartlar altmda; hal ve keyfiyet bu merkezde iken
OBWOHL : German Turkish
s. obgleich
OCHLOKRATIE : German Turkish
ohlokrasi; avam häkimiyeti
OCHRANA : German Turkish
n. pr. (zaristische Geheimpolizei) Ohrana
OCHSE : German Turkish
m l. öküz
(junger) tosun; Da steht er wie der ^ vor dem Berg! Yampala Zeydün! die
n hinter den Pflug spannen bir ise ters taraf mdan baslamak; °n Seh. inekle-mek, kuslamak
OCHSENAUGE : German Turkish
n l. med. istiskayi ayn; hidroftalmi
bot. si^ir {od. inek) gözü
(Bullauge) naut. lomboz
fleisch n sigir eti
Trosch m zo. öküz kurbagasi
gespann n kosulan cift öküz
haut / öküz derisi
karren m kagm
schwanzsuppe / öküz kuyrugu corbasi
Stachel m gönder, öven-dire(-k); (kleinerer) misistira
stall m si^irlik; öküz dami
ziemer m cavun; si^ir smiri kamci; P: si^ir siki
zunge./ l. öküz dili
bot. sigirdili, öküzdili
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani