Multilingual Turkish Dictionary Turkish To English

GÖZ GEZDİRMEK : Turkish English

n. take a glance at

GÖZ GÖZ : Turkish English

adj. honeycombed

GÖZ HAPSİNDE : Turkish English

adv. on probation

GÖZ HAPSİNDE BULUNMAK : Turkish English

adv. under observation

GÖZ HAPSİNDE TUTAN GÖREVLİ : Turkish English

n. probation officer

GÖZ HAPSİNDE TUTMA : Turkish English

n. probation

GÖZ HAPSİNDE TUTMAK : Turkish English

n. place on probation, keep under observation, on probation

GÖZ HAPSİNDE TUTULAN KİŞİ : Turkish English

n. probationer

GÖZ HAPSİNE ALMAK : Turkish English

v. place smb. on probation

GÖZ İLE GÖZKAPAKLARINI BİRLEŞTİREN ZAR : Turkish English

n. conjunctiva

GÖZ İLTİHABI : Turkish English

n. ophthalmia

GÖZ İÇİ İLTİHABI : Turkish English

n. onyx

GÖZ İŞARETİ : Turkish English

n. wink

GÖZ KAMAŞMASINA KARŞI : Turkish English

adj. antidazzle

GÖZ KAMAŞTIKTAN SONRAKİ GÖRÜNTÜ : Turkish English

n. spectrum, ocular spectrum

GÖZ KAMAŞTIKTAN SONRAKİ GÖRÜNTÜLER : Turkish English

n. ocular spectra

GÖZ KAMAŞTIRMAK : Turkish English

v. dazzle, bedazzle, blind, look one's best, glare, sparkle

GÖZ KAMAŞTIRICI : Turkish English

adj. dazzling, blinding, glamorous, harsh, doggy, flaring, glaring, gorgeous, incandescent, resplendent

GÖZ KAMAŞTIRICI KADIN : Turkish English

n. dazzler

GÖZ KAMAŞTIRICI IŞIK : Turkish English

n. glare

GÖZ KAMAŞTIRICILIK : Turkish English

n. glamor, glamour [Brit.]

GÖZ KARARI : Turkish English

n. sense of proportion

GÖZ KAYMASI : Turkish English

n. wall eye

GÖZ KENARINDAKİ KIRIŞIKLIK : Turkish English

n. crow's feet

GÖZ KENARINDAKİ KIRIŞIKLIKLAR : Turkish English

n. crowfoot