Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
(BİR ŞEYİ) KUVVEDEN FİİLE ÇIKARMAK : Turkish Turkish

düşünülen, tasarlanan şeyi gerçekleştirmek, düşünceden eyleme dönüştürmek

(BİR ŞEYİ) LAF ETMEK : Turkish Turkish

dedikodu konusu yapmak

(BİR ŞEYİ) LEKE ETMEK ( YA DA YAPMAK) : Turkish Turkish

lekelemek

(BİR ŞEYİ) MAYMUNA BENZETMEK (ÇEVİRMEK YA DA DÖNDÜRMEK) : Turkish Turkish

gülünç ve çirkin duruma sokmak

(BİR ŞEYİ) MERAK ETMEK : Turkish Turkish

anlamak ya da öğrenmek istemek

(BİR ŞEYİ) MERAK ETMEK : Turkish Turkish

kaygılanmak

(BİR ŞEYİ) MESELE YAPMAK : Turkish Turkish

önemsiz bir şeyi önemli bir sorun durumuna getirmek

(BİR ŞEYİ) SÖZ ETMEK : Turkish Turkish

o şeyin dedikodusunu yapmak

(BİR ŞEYİ, BİR KİMSEYİ) KENDİ HALİNE BIRAKMAK : Turkish Turkish

ilgilenmemek, karışmamak

(BİR ŞEYİN OLMASINA) KIL (KADAR) KALMAK : Turkish Turkish

çok az kalmak, olayazmak

(BİR ŞEYİN ÜZERİNE YA DA ÜZERİNDEN) SÜNGER ÇEKMEK ( YA DA GEÇİRMEK) : Turkish Turkish

ir şeyi hiç olmamış saymak, silmek

(BİR ŞEYİN YA DA BİR KİMSENİN) TIRNAKINA ( YA DA ATTIĞI TIRNAKA) DEĞMEMEK : Turkish Turkish

değerce ondan çok aşağı olmak

(BİR ŞEYİN YA DA BİRİNİN) KOKUSU SİNMEK : Turkish Turkish

(insan ya da nesnede) bir kokunun etkisi kalmak

(BİR ŞEYİN YA DA BİRİNİN) TİRYAKİSİ OLMAK : Turkish Turkish

ir şeye çok düşkün olmak

(BİR ŞEYİN) ACISI ÇIKMAK : Turkish Turkish

olumsuz, kötü sonucu ortaya çıkmak

(BİR ŞEYİN) ALTINDA KALMAK : Turkish Turkish

ir şeyi karşılıksız bırakmak

(BİR ŞEYİN) AMASI VAR : Turkish Turkish

herkesin bilmediği sakıncası ya da kusurları var

(BİR ŞEYİN) DERTİNE DÜŞMEK : Turkish Turkish

yapılması gereken bir şeyi gerçekleştirmenin yollarını aramak

(BİR ŞEYİN) DİVANESİ OLMAK : Turkish Turkish

ir şeye çok düşkün olmak

(BİR ŞEYİN) ETRAFINI ALMAK : Turkish Turkish

çevresinde toplanmak, ortaya almak, kuşatmak

(BİR ŞEYİN) FATURASINI ÖDEMEK : Turkish Turkish

ir eylemin ya da girişimin sonunda zarara uğramak

(BİR ŞEYİN) GÖZÜ KÖR OLSUN : Turkish Turkish

kimi zorunlu durumlarda zararı istemeyerek kabullenmeyi anlatır

(BİR ŞEYİN) GÖZÜ KÖR OLSUN : Turkish Turkish

gereksinme duyulan şeyin yokluğu karşısında söylenir

(BİR ŞEYİN) GÖZÜNÜ ÇIKARMAK : Turkish Turkish

eceriksizce davranmak, zarara uğratmak

(BİR ŞEYİN) GÖZÜNÜ ÇIKARMAK : Turkish Turkish

iyisi dururken en kötüsünü seçmek