Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
AKSETMEK : Turkish Turkish

(işık) bir yere vurmak

AKSETMEK : Turkish Turkish

(bir ışık ya da bir şekil) düz ve parlak bir yüzeye çarpıp orada aynen görünmek, yansılanmak

AKSETMEK : Turkish Turkish

ulaşmak, duyulmak, yansımak

AKSETMEK : Turkish Turkish

evirmek, tersine çevirmek

AKSETTİRMEK : Turkish Turkish

(sesi) yankılamak

AKSETTİRMEK : Turkish Turkish

(işığı) yansıtmak

AKSETTİRMEK : Turkish Turkish

(haberi, durumu) ulaştırmak, duyurmak

AKSİ : Turkish Turkish

ters, zıt, karşıt, olumsuz

AKSİ : Turkish Turkish

ınatçı, suratsız, huysuz

AKSİ AKSİ : Turkish Turkish

olumsuz bir biçimde

AKSİ GİBİ : Turkish Turkish

istenmediği halde, aksilik olarak

AKSİ ŞEYTAN! : Turkish Turkish

ne kötü!

AKSİ TESADÜF : Turkish Turkish

aksiliğe bak!

AKSİLENMEK : Turkish Turkish

aksileşmek

AKSİLEŞMEK : Turkish Turkish

huysuzlanmak, huysuzlaşmak, inatçılık etmek, kötü davranışlar göstermek

AKSİLİK : Turkish Turkish

terslik, inatçılık, huysuzluk

AKSİLİK : Turkish Turkish

ir işin yolunda gitmemesi durumu, uygunsuzluk, elverişsizlik, engel

AKSİLİK ÇIKMAK : Turkish Turkish

ir engel ortaya çıkmak

AKSİLİK ETMEK : Turkish Turkish

güçlük çıkarmak, uyuşmaya yanaşmamak, huysuzluk etmek, inatçılık etmek, ters davranmak

AKSİLİKİ TUTMAK : Turkish Turkish

güçlük çıkarmak, inadında direnmek

AKSİLİKİ ÜSTÜNDE : Turkish Turkish

olumsuz davranış durumunda

AKŞIN : Turkish Turkish

kıllarında ve gözlerinde kimi zaman da derisinde doğuştan boya maddesi bulunmadığı için her yanı ak olan (hayvan ya da insan), çapar, °albino

AKSİNE : Turkish Turkish

tersine, °bilakis

AKSIRIK : Turkish Turkish

herhangi bir nedenle burun zarının gıcıklanması sonucu solunum kaslarının birdenbire kasılmasıyla ağız ve burundan hızlı, gürültülü soluk boşalması olayı, aksırma, hapşırma, hapşırık

AKSIRIKLI : Turkish Turkish

aksırığa tutulmuş, aksırığı olan, hapşırıklı