Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
AKTARMASIZ : Turkish Turkish

elli bir süre sonra inip başka bir taşıta binmeyi gerektirmeyen

AKTARTMAK : Turkish Turkish

aktarma işini yaptırtmak

AKTAVŞAN, -NI : Turkish Turkish

ir cins iri çöl sıçanı (jaculus)

AKTİF : Turkish Turkish

etkin, canlı, hareketli, çalışkan

AKTİF : Turkish Turkish

etkili, etken

AKTİF : Turkish Turkish

ir ticarethanenin, ortaklığın para ile değerlendirilebilen mal ve haklarının tümü

AKTİF EYLEM : Turkish Turkish

öznesi eylemi yapan, gerçekleştiren eylem, etken eylem

AKTİF METOT : Turkish Turkish

öğrencilerin, kişisel çalışmalarını ve iş yapma yeteneklerini geliştirmeyi sağlayan bilimsel yöntem

AKTİNİT : Turkish Turkish

aktinyum, toryum, protaktinyum, tulyum, plutonyum, amerikyum, küryum ve berkelyum radyoaktif elementlerinin ortak adı, aktinitler

AKTİNOLİT : Turkish Turkish

işıntaşı

AKTİNYUM : Turkish Turkish

atom sayısı 89, atom ağırlığı 227 olan, radyoaktif bir element, simgesi ac

AKTİVİZM : Turkish Turkish

kuramı değil, eylemi yeğleme

AKTİVİZM : Turkish Turkish

eylemcilik, etkincilik

AKTÖR : Turkish Turkish

erkek oyuncu

AKTÖR : Turkish Turkish

olduğundan başka türlü görünen kimse, oyuncu

AKTÖRE : Turkish Turkish

ahlak

AKTÖRLÜK : Turkish Turkish

aktörün görevi, aktörün yaptığı iş

AKTÖRLÜK : Turkish Turkish

olduğundan başka türlü görünme, kendini başka türlü gösterme

AKTRİS : Turkish Turkish

kadın oyuncu

AKTÜALİTE : Turkish Turkish

güncellik

AKTÜALİTE : Turkish Turkish

günün olayı ya da konusu

AKTÜALİTESİNİ KAYBETMEK : Turkish Turkish

güncelliğini yitirmek

AKTÜALİZM : Turkish Turkish

geçmiş yerbilimsel olayların bugünkülere bakarak açıklanabileceğini ileri süren öğreti, edimselcilik

AKTÜEL : Turkish Turkish

güncel, şimdiki

AKTÜEL : Turkish Turkish

edimsel