Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
AKÜ : Turkish Turkish

(akümülatörün kısaltılmış adı). à akımtoplar

AKUPUNKTUR : Turkish Turkish

uzakdoğu kültür alanından kök alan, vücudun belirli noktalarına iğne batırarak yapılan sağaltım yöntemi

AKUSTİK : Turkish Turkish

fizik biliminin konusu ses olan kolu, yankıbilim

AKUSTİK : Turkish Turkish

kapalı bir yerde seslerin dağılım biçimi, ses dağılımı, yankılanım

AKUT : Turkish Turkish

irden, hızla gelişen, iveğen, °hâd (sayrılık)

AKUZATİF : Turkish Turkish

elirtme durumu,
i hali

AKVAM : Turkish Turkish

kavimler

AKVAREL : Turkish Turkish

suluboya resim

AKVARYUM : Turkish Turkish

tatlı ya da tuzlu su hayvanlarının, su bitkilerinin yapay bir ortamda beslendiği cam su kabı

AKYABALIĞI, -NI : Turkish Turkish

uskumrugillerden, ufak pullu,
15 kimi kez de
60 kilo gelen bir balık, akbalık (lichia amia)

AKYEL : Turkish Turkish

lodos

AKYEM : Turkish Turkish

olta yemi olarak kullanılan balık

AKYILDIZ : Turkish Turkish

çobanyıldızı, zühre, çulpan, çolpan

AKYUVAR : Turkish Turkish

kan ve lenf gibi vücut sıvılarında bulunan çekirdekli, yuvarlak göze, °lökosit

AKZAMBAK : Turkish Turkish

zambakgillerden, süs bitkisi olarak yetiştirilen, çiçeği diş ve yüz şişlerinde kullanılan bir bitki (lilium candidum)

AL : Turkish Turkish

aldatma işi, dek, dolap, °hile

AL : Turkish Turkish

kanın rengi, kızıl, kırmızı, açık kırmızı

AL : Turkish Turkish

u renkte olan

AL : Turkish Turkish

(at donu için) dorunun açığı, kızıla çalan

AL : Turkish Turkish

yüze sürülen pembe düzgün, allık

AL : Turkish Turkish

alüminyum'un simgesi

AL AL OLMAK : Turkish Turkish

(yüz, yanak) kıpkırmızı olmak

AL ELMAYA TAŞ ATAN ÇOK OLUR : Turkish Turkish

ilgili, değerli, ünlü kimselere sataşırlar

AL GİYMEDİM Kİ ALINAYIM : Turkish Turkish

u işle hiçbir ilgim olmadığı için söylenen sözleri kendi üzerime almadım

AL KANLARA BOYANMAK : Turkish Turkish

yaralanmak, vurularak ölmek; şehit olmak