Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ALELACAYİP : Turkish Turkish

çok acayip

ALELACELE : Turkish Turkish

çok acele ederek, çarçabuk, ivedilikle

ALELADE : Turkish Turkish

her zaman görülen, olağan

ALELADE : Turkish Turkish

ayağı, sıradan, adi

ALELADELİK : Turkish Turkish

alelade olma durumu, bayağılık, adilik

ALELHESAP : Turkish Turkish

hesaba sayarak

ALELITLAK : Turkish Turkish

genel olarak

ALELUMUM : Turkish Turkish

genel olarak, genellikle

ALELUSUL : Turkish Turkish

yol yordam gereğince

ALEM : Turkish Turkish

ayrak

ALEM : Turkish Turkish

minare, kubbe, sancak direği gibi yüksek şeylerin tepesinde bulunan, madenden yapılmış ay yıldız ya da lale biçiminde süs

ÂLEM : Turkish Turkish

yeryüzü ve gökyüzündeki nesnelerin tümü, evren

ÂLEM : Turkish Turkish

dünya, acun, cihan

ÂLEM : Turkish Turkish

aynı konuyla ilgili kimseler ya da bu kimselerin uğraşlarının tümü

ÂLEM : Turkish Turkish

hayvan ya da bitkilerin tümü

ÂLEM : Turkish Turkish

durum ve koşullar

ÂLEM : Turkish Turkish

herkes, başkaları, elâlem

ÂLEM : Turkish Turkish

ortam, çevre

ÂLEM : Turkish Turkish

eğlence

ÂLEM : Turkish Turkish

kendine özgü birçok niteliği bulunan şey ya da kimse

ÂLEM : Turkish Turkish

duygu, düşünce, düş gücü

ÂLEM YAPMAK : Turkish Turkish

sazlı sözlü eğlenmek

ALEMCİ : Turkish Turkish

camilerin kubbelerine, minarelerine alem yapan ya da takan kimse

ALEMDAR : Turkish Turkish

ayrağı ya da sancağı taşıyan, bayraktar, sancaktar

ALEMDAR : Turkish Turkish

önder