Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ALLIK : Turkish Turkish

kadınların süs için yanaklarına sürdükleri al boya

ALMA : Turkish Turkish

almak eylemi

ALMA : Turkish Turkish

elma

ALMAÇ : Turkish Turkish

ir elektrik akımını alıp başka bir kuvvete çeviren aygıt, alıcı, °ahize, °reseptör

ALMAK : Turkish Turkish

irinin ilenmesini üstüne çekmek

ALMAMAZLIK : Turkish Turkish

kabul etmeme durumu

ALMAN : Turkish Turkish

cermen soyundan olan bir halk ve bu halktan olan kimse

ALMAN : Turkish Turkish

alman halkına, almanya'ya özgü olan şey

ALMAN USULÜ : Turkish Turkish

ir topluluk için yapılan harcamada, giderlerin herkese eşit olarak bölüştürülmesi yöntemi

ALMANAK : Turkish Turkish

yılda bir yayımlanan, pratik bilgileri içeren takvimli kitap, yıllık

ALMANCA : Turkish Turkish

hint-avrupa dillerinin cermence kolundan, almanya, avusturya ve ısviçre'nin bir bölümünde konuşulan dil

ALMANCA : Turkish Turkish

u dile özgü olan

ALMANCI : Turkish Turkish

almanya'da çalışan türk işçisi

ALMANGÜMÜŞÜ, -NÜ : Turkish Turkish

çinko, bakır ve nikelden yapılan gümüşü andırır bir alaşım, °mayşor

ALMANPAPATYASI : Turkish Turkish

orta avrupa'da yetişen, taçyaprakları beyaz ya da sarı bir papatya türü

ALMAŞ : Turkish Turkish

ıki ya da daha çok şeyin sırayla değiştirilerek kullanılması ya da kendiliğinden değişerek çalışması, keşikleme, °münavebe

ALMAŞ : Turkish Turkish

irinin doğru olması ötekinin yanlışlığını gerektiren iki önermenin oluşturduğu dizge

ALMAŞIK : Turkish Turkish

ıki ya da daha çok şeyin sıralanmalarında değişiklik olan

ALMAŞIK : Turkish Turkish

almaşlı olarak işleyen, °mütenavip, °alternatif

ALMAŞIK YAPRAKLAR : Turkish Turkish

sapın iki yanında karşılıklı değil de aralıklı olarak bir sağda, bir solda sıralanmış yapraklar

ALMAŞIKLIK : Turkish Turkish

almaşık olma durumu

ALMAŞLI : Turkish Turkish

almaş niteliği olan

ALMAŞMA : Turkish Turkish

ıki önermeden birinin doğruluğu ötekinin yanlışlığını gerektirme

ALMAŞMAK : Turkish Turkish

ıki önermeden birinin doğruluğu ötekinin yanlışlığını gerektirmek, iki önerme çelişmek

ALNAÇ : Turkish Turkish

ir şeyin ön tarafı, ön yüzü, °cephe