Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ANDIRIŞ : Turkish Turkish

andırmak eylemi ya da biçimi, °analoji

ANDIRIŞ : Turkish Turkish

ıki şey arasında kimi noktalardaki uygunluk durumu

ANDIRIŞ : Turkish Turkish

u uygunluğa bakarak bunların başka noktalarda da uyabileceklerini ileri süren bir çıkarsama, °temsil

ANDIRIŞMA : Turkish Turkish

andırışmak eylemi, °analoji

ANDIRIŞMA : Turkish Turkish

irbirine çok benzeyen iki şeyin karışması, °iltibas

ANDIRIŞMAK : Turkish Turkish

aşka bir şeyi andırmak

ANDIRMAK : Turkish Turkish

anmak eylemini yaptırmak

ANDIRMAK : Turkish Turkish

enzer yanları bulunmak

ANDIZ : Turkish Turkish

ir çeşit ardıç

ANDIZ : Turkish Turkish

kırlarda yetişen yabani bir odun kökü

ANDIZOTU, -NU : Turkish Turkish

ileşikgillerden, nemli yerlerde yetişen, sarı çiçekli, acı ve kokulu bir ot (inula)

ANDROPOZ : Turkish Turkish

erkeklerde, belli bir yaştan sonra cinsel gücün azalması, (erkeklerde) yaşdönümü

ANEKDOT : Turkish Turkish

kısa ya da özlü anlatımı olan güldürücü öykü, °fıkra

ANEKDOT : Turkish Turkish

kısa anlatı, öykücük

ANEKDOT : Turkish Turkish

anı niteliği olan anlatı

ANELE : Turkish Turkish

gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka

ANEMİ : Turkish Turkish

kansızlık, kan sayımında alyuvarların azalma durumu

ANEMİK : Turkish Turkish

kansız

ANEMOMETRE : Turkish Turkish

yelölçer

ANEMON : Turkish Turkish

dağlalesi

ANEROİD : Turkish Turkish

cıva yerine bir maden kutu kullanmak temeline dayanan kadranlı barometre

ANESTEZİ : Turkish Turkish

uyuşturucu bir ilaç ya da bir sayrılık sonucu vücudun bütününde ya da belirli bir bölgesinde duyuların yitmesi, duyuyitimi,

ANESTEZİ UZMANI : Turkish Turkish

alanı anestezi olan hekim, °anestezist

ANESTEZİ YAPMAK : Turkish Turkish

uyuşturucu ilaç aracılığıyla uyutmak

ANESTEZİK : Turkish Turkish

duyuyitimini sağlayan madde, uyuşturucu