Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ANTRENMANSIZ : Turkish Turkish

antrenmanı olmayan, idmansız, hamlaşmış, °ham

ANTRENÖR : Turkish Turkish

çalıştırıcı

ANTRENÖRLÜK : Turkish Turkish

çalıştırıcılık

ANTREPO : Turkish Turkish

gümrüklere gelmiş ticari eşyanın konduğu, korunduğu yer, °ardiye

ANTROK, -KU : Turkish Turkish

triyas devri katmanlarında bulunan, derisidikenlilerden, denizlalelerinin saplarını oluşturan kalsiyum karbonat bileşimli taşıl

ANTROPOLOG : Turkish Turkish

ınsanbilim uzmanı, insanbilimci

ANTROPOLOJİ : Turkish Turkish

ınsanbilim

ANTROPOLOJİK : Turkish Turkish

ınsanbilimsel

ANTROPOMORFİZM : Turkish Turkish

ınsanbiçimcilik

ANTROPOSANTRİZM : Turkish Turkish

ınsaniçincilik

ANTROPOZOİK : Turkish Turkish

ınsanın belirmesi ve yayılmasını niteleyen "antropozoik devir" teriminde geçer

ANTRPARANTEZ : Turkish Turkish

söz arasında, sırası gelmişken, °istitrat

ANÜS : Turkish Turkish

sindirim sisteminin sonunda bulunan, dışkının atılmasına yarayan çıkış deliği, °makat, °şerç

ANÜS YÜZGECİ : Turkish Turkish

alıklarda anüs bölgesinde tek olarak bulunan yüzgeç

ANUT, -TU : Turkish Turkish

ınatçı, ayak direyici

ANVELOP : Turkish Turkish

etek uçlarına doğru dökümlü genişleyen, üst üste kapanan (etek)

ANYON : Turkish Turkish

negatif elektrikle yüklü iyon, eksin

ANZAROT, -TU : Turkish Turkish

sıcak ülkelerde yetişen bodur bir ağaç (sarcocolla)

ANZAROT, -TU : Turkish Turkish

u ağacın yara sağaltımında kullanılan reçinesi

ANZAROT, -TU : Turkish Turkish

akı

AORT, -TU : Turkish Turkish

yüreğin sol karıncığından çıkan ve vücuda temiz kan dağıtan büyük atardamar, anaatardamar

APACI : Turkish Turkish

çok acı

APAÇIK : Turkish Turkish

çok açık, belirgin biçimde açık

APAÇIK : Turkish Turkish

esbelli, °aşikâr

APAÇIKLIK : Turkish Turkish

apaçık olma durumu