Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KONUM : Turkish Turkish

ir kimsenin ya da bir şeyin bir yerdeki durumu ya da duruş biçimi, °pozisyon

KONUM : Turkish Turkish

durum, yer, °vaziyet, °pozisyon

KONUM : Turkish Turkish

yeryüzünde bir noktanın, enlem ve boylamların yardımıyla bulunan yeri

KONUM : Turkish Turkish

ir kentin uzak ve yakın çevresiyle her türlü ilişkisini sağlayan ve kentin gelişmesini etkileyen coğrafya koşullarının tümü

KONUMLANDIRMAK : Turkish Turkish

konumlanmasını sağlamak

KONUMLANMA : Turkish Turkish

konumlanmak eylemi

KONUMLANMAK : Turkish Turkish

konumunu bulmak, yerleşmek

KONUR : Turkish Turkish

açık kestanerenginde olan

KONUR AL : Turkish Turkish

kumral

KONUŞ : Turkish Turkish

konmak eylemi ya da biçimi

KONUŞ : Turkish Turkish

konum

KONUŞ : Turkish Turkish

ütün olanaklar göz önünde tutularak kara, hava ve deniz birliklerinin yerleştirilmesi biçimi

KONUŞKAN : Turkish Turkish

konuşmayı, lakırdıyı seven, çok konuşan

KONUŞKANLIK : Turkish Turkish

konuşkan olma özelliği

KONUŞLAMA : Turkish Turkish

konuşlanmak eylemi

KONUŞLANDIRILMAK : Turkish Turkish

konuşlandırmak eylemine konu olmak

KONUŞLANDIRMAK : Turkish Turkish

askeri birliklerin ve savaş araçlarının konuşlanması sağlanmak

KONUŞLANMAK : Turkish Turkish

askeri birlikler ve savaş araçları belli bir durumda yerleşmek

KONUŞMA : Turkish Turkish

konuşmak eylemi

KONUŞMA : Turkish Turkish

görüşme, danışma, °müzakere

KONUŞMA : Turkish Turkish

dinleyicilere bilim, sanat, yazın gibi bir konuda bilgi vermek için yapılan konuşma, °konferans

KONUŞMA : Turkish Turkish

telefon görüşmesi

KONUŞMA DİLİ : Turkish Turkish

günlük yaşayışta kullanılan ve yazı dilinden az çok farklarla ayrılmış bulunan dil

KONUŞMA MERKEZİ : Turkish Turkish

eynin, konuşma işlevini denetleyen bölümü

KONUŞMACI : Turkish Turkish

ir toplulukta konuşan kimse, °hatip, konferansçı