Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KÖPOĞLU, -NU : Turkish Turkish

"hain" "düzenbaz" anlamında kullanılan sövgü

KÖPOĞLU, -NU : Turkish Turkish

kurnaz, işini bilir, zeki kimseler için sevgiyle söylenir

KÖPOĞLULUK : Turkish Turkish

kurnazlık, düzencilik

KOPOLİMER : Turkish Turkish

kopolimerleşmeyle elde edilen madde

KOPOLİMERLEŞME : Turkish Turkish

doymamış bileşikler karışımının büyük moleküller vererek polimerleşmesi

KOPOY : Turkish Turkish

orta boylu, düşük kulaklı, tüyleri kısa bir tür av köpeği

KÖPRÜ : Turkish Turkish

herhangi bir engelle ayrılmış iki yakayı birbirine bağlayan ya da trafik akımının, başka bir trafik akımını kesmeden üstten geçmesini sağlayan, ahşap, kâgir, beton ya da demir yapı

KÖPRÜ : Turkish Turkish

geminin önünü iyice görecek bir yükseklikte, sancaktan iskeleye kadar kurulan kumanda yeri

KÖPRÜ : Turkish Turkish

ıki şey arasında bağ ya da ilişkiyi sağlayan şey

KÖPRÜ : Turkish Turkish

olmayan dişlerin yerini tutmak ya da takma dişleri ağızdaki dişlere sağlam tutturmak amacıyla yapılan diş protezi

KÖPRÜ : Turkish Turkish

güreşte omuzları yere değdirmemek için ayakları ve alnı yere dayayıp beli yukarı kaldırarak alınan durum

KÖPRÜ : Turkish Turkish

vücudun, sırt yere dönük olarak el, baş ya da diz yere dayanarak yay biçimini aldığı durum

KÖPRÜ ALTI ÇOCUĞU : Turkish Turkish

kimsesi ve kalacak yeri olmayan kimseler için kullanılır

KÖPRÜ KURMAK : Turkish Turkish

elleri arkadan yere dayayıp ayak uçlarına basarak vücudu yay gibi germek

KÖPRÜBAŞI : Turkish Turkish

ir köprünün başlangıç ya da bitiş noktası

KÖPRÜBAŞI : Turkish Turkish

ılerlemek için çıkılan elverişli kıyı ya da tutulan önemli nokta

KÖPRÜBAŞI : Turkish Turkish

önemli orun

KÖPRÜBAŞINI ( YA DA KÖPRÜBAŞILARINI) TUTMAK : Turkish Turkish

çok önemli bir orunu ele geçirmek

KÖPRÜCÜ : Turkish Turkish

köprü yapan kimse

KÖPRÜCÜ : Turkish Turkish

tombazlarla köprü kuran (istihkâm kıtası)

KÖPRÜCÜ : Turkish Turkish

osmanlı ülkelerinde, özellikle ordunun geçeceği yollar üzerindeki köprüleri onarmak ve korumakla görevli takım

KÖPRÜCÜKKEMİĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

omuz başıyla göğüs kemiğinin üst ucu arasında bulunan ve derinin altında belli olan uzunca kemik

KÖPRÜCÜLÜK : Turkish Turkish

köprü yapma işi

KÖPRÜDEN ( YA DA KÖPRÜYÜ) GEÇİNCEYE KADAR AYIYA DAYI DEMEK : Turkish Turkish

iş gördürünceye değin zorluk çıkarabilecek olanları pohpohlamak

KÖPRÜLERİ ATMAK : Turkish Turkish

vazgeçme olanağı kalmayacak biçimde kesin bir davranışta bulunmak