Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KÖPRÜLÜ : Turkish Turkish

köprüsü olan

KÖPRÜLÜ : Turkish Turkish

ıki bölümü bir köprüyle birbirine bağlanmış (yapı)

KÖPRÜNÜN ( YA DA KÖPRÜLERİN) ALTINDAN ÇOK SU ( YA DA SULAR AKTI) GEÇTİ : Turkish Turkish

zamanla koşullar çok değişti, eski durum kalmadı anlamında kullanılır

KOPUK : Turkish Turkish

kopmuş

KOPUK : Turkish Turkish

toplum kurallarına aldırmayan erkek, işsiz güçsüz, serseri

KÖPÜK : Turkish Turkish

çalkalanan, kaynatılan, mayalanan, yukarıdan dökülen sıvıların üzerinde oluşan hava kabarcıkları yığını

KÖPÜK : Turkish Turkish

yapay olarak elde edilen, yumuşak ve esnek dolgu gereci

KÖPÜK : Turkish Turkish

gaz ve buharların sıvı katmanlarıyla kuşatılmasından oluşan yığın

KÖPÜK : Turkish Turkish

hayvanların, kimi kez de insanların ağzında görülen salyamsı kabarcıklar

KÖPÜK GİBİ : Turkish Turkish

eyaz, hafif ve köpük görünüşündeki şeyler için kullanılır

KÖPÜKLENME : Turkish Turkish

köpüklenmek eylem

KÖPÜKLENMEK : Turkish Turkish

üstü köpük bağlamak

KÖPÜKLÜ : Turkish Turkish

köpüğü olan, köpüklenen

KOPUKLUK : Turkish Turkish

kopuk olma durumu

KOPUKLUK : Turkish Turkish

kopuğa uygun davranış

KÖPÜLEMEK : Turkish Turkish

şilte, yastık, yorgan gibi şeyleri kalın ve aralıklı, sıkıca dikmek

KOPUNTU : Turkish Turkish

kopmuş parça

KOPUP GELMEK : Turkish Turkish

uzak bir yerden ayrılarak gelmek

KÖPÜRE KÖPÜRE : Turkish Turkish

köpürerek

KÖPÜRME : Turkish Turkish

köpürmek eylemi

KÖPÜRMEK : Turkish Turkish

köpük yapmak, köpük oluşmak, köpük çıkararak kabarmak

KÖPÜRMEK : Turkish Turkish

ekşiyip köpüklenmek

KÖPÜRMEK : Turkish Turkish

çok kızmak, birdenbire öfkelenip taşmak, °feveran etmek

KÖPÜRTME : Turkish Turkish

köpürtmek eylemi

KÖPÜRTMEK : Turkish Turkish

köpürmesini sağlamak