Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KORDON ALTINA ALMAK : Turkish Turkish

ir yere giriş çıkışı önlemek için o yeri görevlilerce korumak

KORDONE : Turkish Turkish

sim, gümüş ya da ipek ipliklerin bükülmesiyle hazırlanan ve el işlemelerinde kullanılan ince kordon

KORDONE : Turkish Turkish

üç katlı bükülmüş ipek ipliği

KÖRDÜĞÜM : Turkish Turkish

çözülemeyen, ilmiksiz düğüm

KÖRDÜĞÜM : Turkish Turkish

çözülmesi hemen hemen olanaksız olan sorun

KÖRE : Turkish Turkish

karınca yuvası

KÖRE : Turkish Turkish

demirci körüğünün, kömürlerin yandığı bölüme açılan deliği

KÖREBE : Turkish Turkish

gözleri bağlı olan ebenin, oyuna katılan öteki çocukları yakalamaya çalıştığı çocuk oyunu

KORELASYON : Turkish Turkish

ağlılaşım

KORELİ : Turkish Turkish

kore halkından olan (kimse)

KÖRELİŞ : Turkish Turkish

körelmek eylemi ya da biçimi

KÖRELME : Turkish Turkish

körelmek eylemi

KÖRELME : Turkish Turkish

görevi kalmadığı için ya da başka nedenlerle bir organın beslenemeyerek küçülmesi, °dumur

KÖRELMEK : Turkish Turkish

keskinliğini yitirmek

KÖRELMEK : Turkish Turkish

suyu çekilmek

KÖRELMEK : Turkish Turkish

(ateş için) sönecek duruma gelmek

KÖRELMEK : Turkish Turkish

değer, önem ya da yeteneğini yitirmek

KÖRELMEK : Turkish Turkish

soyu tükenmek

KÖRELMEK : Turkish Turkish

görevi kalmadığı için ya da başka nedenlerden dolayı bir organ beslenemeyerek küçülmek, °dumura uğramak

KÖRELTMEK : Turkish Turkish

sivri, keskin bir şeyi küt ve kör duruma getirmek

KÖRELTMEK : Turkish Turkish

değerinin, öneminin ya da yeteneklerinin yitirilmesine neden olmak

KÖREMEZ : Turkish Turkish

çiğ sütle yoğurt karıştırılarak pişirmeden yapılan bir çeşit yiyecek

KOREOGRAF : Turkish Turkish

aleyi oluşturan adım ve figürleri düzenleyen sanatçı

KOREOGRAF : Turkish Turkish

koreografi yapıtları yazarı

KOREOGRAFİ : Turkish Turkish

dans adımlarının kâğıda geçirilmesi