Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KOREOGRAFİ : Turkish Turkish

ir baleyi oluşturan adım, figür ve anlatımların tümü

KÖREŞE : Turkish Turkish

yerdeki karın üzerinde buz tutmuş olan tabaka

KÖRFARE : Turkish Turkish

körfaregillerden, toprak altında yuva yapan bir memeli hayvan (spalax typhtus)

KÖRFAREGİLLER : Turkish Turkish

kemiriciler sınıfına giren, gözleri küçük bir deriyle örtülü, kuyruksuz, örnek hayvanı körfare olan bir familya

KÖRFEZ : Turkish Turkish

karanın içine sokulmuş deniz parçası

KÖRFEZ : Turkish Turkish

kuytu, işlek olmayan

KORGENERAL, -Lİ : Turkish Turkish

kara ve hava kuvvetlerinde görevi kolordu komutanlığı olan, tümgeneralle orgeneral arasındaki rütbe

KORGENERALLİK : Turkish Turkish

korgeneral rütbesi

KORGENERALLİK : Turkish Turkish

korgeneralin orunu ve görevi

KORİDOR : Turkish Turkish

ir yapıya girmeyi sağlayan ya da odaları birleştiren genellikle dar geçit, geçenek

KORİDOR : Turkish Turkish

geçmeye yarayan dar ve uzun aralık, °dehliz

KORİDOR : Turkish Turkish

ıki devlet arasındaki dar toprak parçası

KORİNDON : Turkish Turkish

ileşimi alüminyum oksit olan cam parlaklığında, saydam ve türlü renklerde, elmastan sonra en sert mineral

KORKAK : Turkish Turkish

çok çabuk ve olmayacak şeylerden korkan (kimse, hayvan)

KORKAKÇA : Turkish Turkish

korkak bir biçimde

KORKAKLIK : Turkish Turkish

korkak olma durumu

KORKAKLIK : Turkish Turkish

korkakça davranış

KORKAKLIK ETMEK : Turkish Turkish

korkak davranmak

KÖRKANDİL : Turkish Turkish

işığı çok az olan kandil

KÖRKANDİL : Turkish Turkish

aşırı derecede (sarhoş)

KÖRKAYA : Turkish Turkish

deniz yüzüne çok yakın olan tehlikeli kaya ya da sığlık

KORKMA : Turkish Turkish

korkmak eylemi

KORKMAK, -AR : Turkish Turkish

korku duymak, ürkmek, dehşete kapılmak

KORKMAK, -AR : Turkish Turkish

kaygı duymak, endişe etmek

KORKMAK, -AR : Turkish Turkish

çekinmek, sakınmak, saygı duymak