Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KORO : Turkish Turkish

tek ya da çoksesli olarak yazılmış bir müzik yapıtını uygulamak için bir araya gelen topluluk

KORO : Turkish Turkish

öyle bir topluluğun söylediği söz ya da şarkı

KORO HALİNDE : Turkish Turkish

toplu bir durumda, hep birlikte; gürültülü bir biçimde

KÖROCAK : Turkish Turkish

çocuksuz aile

KÖROĞLU, -NU : Turkish Turkish

kocanın karısına verdiği ad

KOROZYON : Turkish Turkish

günlük yaşamda teknolojide maddelerin elektriksel kimyasal ya da mekanik yolla aşınması

KÖRPE : Turkish Turkish

(bitki için) dalından yeni koparılmış, tazeliği üstünde, daha büyümemiş, "kart" karşıtı

KÖRPE : Turkish Turkish

(ınsan için) yeni yetişmekte olan

KÖRPE : Turkish Turkish

(hayvan için) büyümemiş

KÖRPE : Turkish Turkish

genç, yeni yetişmiş, henüz bozulmamış, yıpranmamış

KÖRPECİK : Turkish Turkish

çok körpe, çok taze

KÖRPELİK : Turkish Turkish

körpe olma durumu, tazelik, °taravet

KORPORASYON : Turkish Turkish

lonca

KORSA : Turkish Turkish

güzellik ya da sağlık amaçlı kullanılan esnek iç giysisi

KORSACI : Turkish Turkish

korsa yapan ya da satan kimse

KORSACILIK : Turkish Turkish

korsa yapma ya da satma işi

KORSAN : Turkish Turkish

düşman ya da kendi ulusunun gemilerine saldıran deniz haydudu

KORSAN : Turkish Turkish

aşkalarının hakkını zor kullanarak alan kimse: hava korsanı yolcuları rehin alarak uçağı kaçırmış

KORSAN : Turkish Turkish

ir hakkı izinsiz olarak kullanan

KORSANLIK : Turkish Turkish

korsan olma durumu

KORSANLIK : Turkish Turkish

ir hakkı izinsiz olarak kullanma

KORT, -TU : Turkish Turkish

alantopu oynanan alan

KORTE : Turkish Turkish

âşıktaşlık, °flört

KORTE ETMEK : Turkish Turkish

âşıktaşlık etmek

KORTEJ : Turkish Turkish

ir devlet büyüğünün yanında bulunan kimseler