Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KOVALAMA : Turkish Turkish

kovalamak eylemi

KOVALAMACA : Turkish Turkish

ebenin, öbür oyuncuları kovalaması ve yakalamaya çalışması biçiminde oynanan bir çocuk oyunu

KOVALAMAK : Turkish Turkish

kovmak

KOVALAMAK : Turkish Turkish

kaçanın arkasından koşmak, yakalamaya çalışmak

KOVALAMAK : Turkish Turkish

irbiri ardından gelmek, izlemek, °takip etmek

KOVALAMAK : Turkish Turkish

yarışta, kaçmakta olan koşucu ya da koşucuları yakalamaya çalışmak

KOVALAMAK : Turkish Turkish

ir şeyin ardına düşüp elde etmeye ya da bir sonuca bağlamaya çalışmak, izlemek, °takip etmek

KOVALANIŞ : Turkish Turkish

kovalanmak eylemi ya da biçimi

KOVALANMA : Turkish Turkish

kovalanmak eylemi

KOVALANMAK : Turkish Turkish

kovalamak eylemine konu olmak

KOVALATMA : Turkish Turkish

kovalatmak eylemi

KOVALATMAK : Turkish Turkish

kovalamak eylemini yaptırmak

KOVALAYIŞ : Turkish Turkish

kovalamak eylemi ya da biçimi

KOVALIK : Turkish Turkish

sazlık yer

KOVAN : Turkish Turkish

arılara barınak olarak yapılan, türlü biçimdeki tahta, sepet ya da sandık

KOVAN : Turkish Turkish

ateşli bir silahın fişeğinde barut hakkını içeren kılıf, kapçık

KOVAN : Turkish Turkish

yayık

KOVBOY : Turkish Turkish

amerika'da sığır çobanlarına verilen ad

KOVCU : Turkish Turkish

söz getirip götüren, arkadan çekiştiren, fitneci, fitçi, °gammaz

KOVCULUK : Turkish Turkish

kovcu olma durumu, fitnecilik, fitçilik, °gammazlık

KOVDURMA : Turkish Turkish

kovdurmak eylemi

KOVDURMAK : Turkish Turkish

kovmak eylemini yaptırmak

KOVLAMA : Turkish Turkish

kovlamak eylemi

KOVLAMAK : Turkish Turkish

irinin yaptığı işi, söylediği sözü yermek, kötülemek, birisini yerip çekiştirmek, °fitlemek, °gammazlamak

KOVMA : Turkish Turkish

kovmak eylemi