Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KÖY : Turkish Turkish

köy halkı

KÖY OYUN : Turkish Turkish

olluk, yağmur törenleri gibi gösterilerde oynanan, kaynağı dinsel olan ilkel konulu oyun

KÖY YERİ : Turkish Turkish

köy

KOYACAK : Turkish Turkish

ıçine öteberi koymaya yarayan şey

KOYAK : Turkish Turkish

ıki dağın arasında kalan büyük çukur, °vadi

KOYAK : Turkish Turkish

karalarda akarsu aşındırmasıyla oluşmuş, bir yöne doğru eğimli, uzunluğuna çukurluk

KOYAR : Turkish Turkish

ıki akarsuyun birleştiği yer

KÖYCÜ : Turkish Turkish

köy sorunlarını kendine iş edinen, köylerin ve köylülerin yararına çalışan kimse

KÖYCÜLÜK : Turkish Turkish

köy sorunlarıyla ilgilenme anlayışı ya da köyü kalkındırma çabası

KÖYDEŞ : Turkish Turkish

aynı köyde oturan kimselerin birbirine göre her biri

KOYDUĞUM YERDE OTLUYOR : Turkish Turkish

uzun süredir hiçbir ilerleme göstermeyenler için söylenir

KOYDUNSA BUL! : Turkish Turkish

arandığı halde bulunamayan şeyler ya da bulunması gereken yerde bulunmayan kimseler için kullanılır

KOYDURMA : Turkish Turkish

koydurmak eylemi

KOYDURMAK : Turkish Turkish

irinin bir şeyi bir yere koymasını sağlamak

KÖYGÖÇÜREN : Turkish Turkish

ekin arasında görülen ve ürüne zarar veren bir çeşit dikenli bitki

KOYGUN : Turkish Turkish

dokunaklı, acıklı

KOYGUN : Turkish Turkish

(renk için) koyu

KOYGUNLAŞMAK : Turkish Turkish

koygun duruma gelmek

KÖYKENT : Turkish Turkish

kimi ülkelerde bir kırsal gelişme yöntemi olarak benimsenen, kırsal yerleşme birimlerini, kente ve sanayiye özgü işlevlerle donatmayı, böylelikle kırsal alanda bir canlanma ve kalkınma yaratarak, kentlere akını azaltmayı amaçlayan bir yerleşim örneği y

KÖYLEŞME : Turkish Turkish

köyleşmek eylemi

KÖYLEŞME : Turkish Turkish

köyden kente nüfus akımı nedeniyle kırsal alanlara özgü davranış ve tutumların kentlerde görülmesi

KÖYLEŞMEK : Turkish Turkish

köy durumuna gelmek

KÖYLÜ : Turkish Turkish

köyde yaşayan ya da köyde doğmuş olan

KÖYLÜ : Turkish Turkish

köy halkı

KÖYLÜ : Turkish Turkish

köydeş