Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KÖYLÜK : Turkish Turkish

köy bulunan yer

KÖYLÜLÜK : Turkish Turkish

köylü olma durumu

KÖYLÜLÜK : Turkish Turkish

köylülere özgü davranış

KOYMA : Turkish Turkish

koymak eylemi

KOYMAK, KOMAK : Turkish Turkish

ir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek

KOYMAK, KOMAK : Turkish Turkish

eklemek, katmak

KOYMAK, KOMAK : Turkish Turkish

(bedeni) bir yere yerleştirmek, dokunmak

KOYMAK, KOMAK : Turkish Turkish

(bir kimseyi, hayvanı) bir yere kapatmak

KOYMAK, KOMAK : Turkish Turkish

ir kimseyi bir kimseye bırakmak, emanet etmek

KOYMAK, KOMAK : Turkish Turkish

ırakmak, terk etmek

KOYMAK, KOMAK : Turkish Turkish

ir kimseyi işe yerleştirmek, birine iş sağlamak

KOYMAK, KOMAK : Turkish Turkish

ırakmak

KOYMAK, KOMAK : Turkish Turkish

(para için) biriktirmek; yatırmak

KOYMAK, KOMAK : Turkish Turkish

(ımza, tarih, adres) yazmak

KOYMAK, KOMAK : Turkish Turkish

uyulması gereken kuralları saptamak, ortaya çıkarmak

KOYMAK, KOMAK : Turkish Turkish

etkilemek, dokunmak

KOYMAK, KOMAK : Turkish Turkish

(bütçede) bir şey ya da kimse için kullanmayı belirlemek, ayırmak

KOYMAK, KOMAK : Turkish Turkish

pişmesi, ısınması için yemeği vb.'yi ocağın üzerine yerleştirmek

KOYMAK, KOMAK : Turkish Turkish

ir kimseyi bir şey yerine koymak, onu öyle görmek

KOYNUNDA YILAN BESLEMEK : Turkish Turkish

ir yakınından ihanet görmek

KÖYODASI, -NI : Turkish Turkish

köylülerin çeşitli toplantılar yaptıkları ya da konukların köyde kalması için hazırlanmış yer

KOYU : Turkish Turkish

yoğunluğu yüzünden güç akan, kıvamlı "sulu" karşıtı

KOYU : Turkish Turkish

karaya kaçan (renk), "açık" karşıtı

KOYU : Turkish Turkish

(kimi nitelikler için) aşırı

KOYU : Turkish Turkish

derin, ateşli, hararetli