Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KOZMOGONİK : Turkish Turkish

evrendoğumsal

KOZMOGRAFYA : Turkish Turkish

( kosmos evren, graphein yazmak) (...'.) gökbilimin matematik ve fiziğin yalnız temel kavramlarından yararlanarak en bellibaşlı olayları ele alan dalı

KOZMOLOJİ : Turkish Turkish

evrenbilim

KOZMOLOJİK : Turkish Turkish

evrenbilimsel

KOZMONOT, -TU : Turkish Turkish

uzayadamı

KOZMOPATOLOJİ : Turkish Turkish

kozmik ortamların organizmaya etkisini inceleyen patoloji dalı

KOZMOPOLİT, -Tİ : Turkish Turkish

çeşitli uluslardan kimseleri barındıran, kapsayan

KOZMOPOLİT, -Tİ : Turkish Turkish

kozmopolite özgü olan

KOZMOPOLİT, -Tİ : Turkish Turkish

ulusal özelliğini yitirmiş kimse, evrendeş

KOZMOPOLİTİKLİK : Turkish Turkish

evrendeşlik

KOZMOPOLİTİZM : Turkish Turkish

evrendeşçilik

KOZMOS : Turkish Turkish

evren

KOZU KAYBETMEK : Turkish Turkish

istediğini yapabilme olanağını yitirmek

KOZUNU OYNAMAK : Turkish Turkish

elindeki en üstün ve son olanağı kullanmak

KR : Turkish Turkish

kripton'un simgesi

KRAFT : Turkish Turkish

dayanıklı ambalaj kâğıdı

KRAL : Turkish Turkish

en yüksek devlet yetkesini, bütün devlet başkanlığı yetkilerini, kalıtım ya da soylularca seçilme yoluyla elinde bulunduran kimse

KRAL : Turkish Turkish

herhangi bir alanda başkalarından üstün olan kimse

KRAL : Turkish Turkish

çok başarılı ve zengin işadamı

KRAL : Turkish Turkish

üstün, çok iyi

KRAL DAİRESİ : Turkish Turkish

ir otelin en lüks dairesi

KRALCI : Turkish Turkish

krallık yanlısı (kimse vb.)

KRALCILIK : Turkish Turkish

krallık yanlısı olma

KRALDAN ÇOK KRALCI OLMAK : Turkish Turkish

irinin davasını ondan çok savunur olmak

KRALİÇE : Turkish Turkish

kral karısı ya da krallığı yöneten kadın