Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KRONOLOJİK : Turkish Turkish

zamandizinsel

KRONOMETRE : Turkish Turkish

( khronos zaman, metron ölçü) süreölçer

KRONOMETRECİ : Turkish Turkish

ir yarışın, maçın vb.'nin süresini ölçen kimse

KROS : Turkish Turkish

kırlarda ve ormanlarda, hendeklerden, yükseltilerden, çukurlardan ve akarsulardan geçerek yaya yapılan koşu, kır koşusu

KROSÇU : Turkish Turkish

kır koşusuna katılan sporcu

KRUPİYE : Turkish Turkish

ir kumarhanede ya da oyun oynanan bir yerde oyunu yöneten kimse

KRUPİYELİK : Turkish Turkish

krupiye olma durumu ya da krupiyenin işi

KRUVAZE : Turkish Turkish

(ceket, yelek için) ön parçaları birbiri üzerine gelecek biçimde yapılmış olan

KRUVAZÖR : Turkish Turkish

denizyollarını gözetme, deniz ve hava filolarına kılavuzluk etme amacıyla, topla silahlandırılmış hızlı savaş gemisi

KSENON : Turkish Turkish

atom numarası 54, atom ağırlığı
3 olan, havada on milyonda bir oranında bulunan, renksiz, kokusuz asal gaz, simgesi xe

KSİLOFON : Turkish Turkish

( ksylon tahta, phone ses) müz. değişik sayıda akortlu tahta ya da metal çubukların gam sırasıyla dizilmesinden oluşan, iki değnekle vurularak çalınan bir çalgı

KU : Turkish Turkish

kurçatovyum'un simgesi

KUAFÖR : Turkish Turkish

kadın ya da erkek berberi

KUAFÖR : Turkish Turkish

erber dükkânı

KUARTET, -Tİ : Turkish Turkish

dörtlü

KUBARMAK : Turkish Turkish

(hindi, güvercin) tüyleri kabarmak

KUBARMAK : Turkish Turkish

çalımlı bir tavır takınmak

KUBAŞIK : Turkish Turkish

yardımlaşarak iş yapma, imece

KUBAŞMAK : Turkish Turkish

ortaklaşa bir iş görmek

KUBAT, -TI : Turkish Turkish

kaba, biçimsiz, gubat

KUBAT, -TI : Turkish Turkish

davranışları kaba olan

KUBATLIK : Turkish Turkish

kubat olma durumu

KUBBE : Turkish Turkish

yarımküre biçiminde olan ve yapıyı örten dam

KUBBE : Turkish Turkish

kubbe biçiminde olan

KUBBE : Turkish Turkish

gökyüzü