Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ARKEOLOG : Turkish Turkish

kazıbilimci

ARKEOLOJİ : Turkish Turkish

kazıbilim

ARKEOLOJİK : Turkish Turkish

kazıbilimsel

ARKEOMETRİ : Turkish Turkish

arkeolojinin fiziksel ve kimyasal yöntemlerle uygulandığı araştırma alanı

ARKEOPTERİKS : Turkish Turkish

hem kuş hem sürüngen özellikleri gösteren bir hayvan taşılı

ARKOZ : Turkish Turkish

ileşiminde feldispat bulunan kumtaşı türünden bir tortul kayaç

ARKTİK : Turkish Turkish

kuzey kutupla ilgili, kuzey kutup yakınında olan

ARLANMAK : Turkish Turkish

kullanılır) utanmak

ARLANMAZ : Turkish Turkish

utanmaz, sıkılmaz

ARMA : Turkish Turkish

ir devletin, bir hanedanın ya da bir kentin simgesi olarak kabul edilmiş resim, harf ya da şekil, ongun

ARMA : Turkish Turkish

geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı

ARMA DONATMAK : Turkish Turkish

armayı yerli yerine koymak

ARMA SOYMAK : Turkish Turkish

devingen olan armayı, limanda karşılamak, yağmur, kar vb. den korumak amacıyla bir süre için sökmek

ARMA UÇURMAK ( YA DA ARMA BUDATMAK) : Turkish Turkish

armayı rüzgâra kaptırmak

ARMADA : Turkish Turkish

donanma

ARMADOR : Turkish Turkish

geminin direk, seren, yelken ve ip gibi donanımını düzenleyen usta

ARMADURA : Turkish Turkish

gemide direklere takılı halatları bağlamak için küpeştenin iç tarafında bulunan delikli ve çubuklu levha

ARMAĞAN : Turkish Turkish

irini sevindirmek, mutlu etmek için verilen şey, °hediye

ARMATÖR : Turkish Turkish

ticaret gemisi sahibi

ARMATÖRLÜK : Turkish Turkish

armatör olma durumu

ARMATÖRLÜK : Turkish Turkish

gemi işletme işi, gemi işletmeciliği

ARMATUR : Turkish Turkish

ir aygıtın ana bölümünü oluşturan parçaların tümü

ARMATUR : Turkish Turkish

ir mıknatısın iki kutbu arasında, kuvvet akımını toplu bir duruma getirmek için bu kutuplar arasına yerleştirilen demir parçası

ARMATUR : Turkish Turkish

ir kondansatördeki iki iletken yüzeyden her biri

ARMONİ : Turkish Turkish

türlü sesler arasında sağlanan uyum, °harmoni, °ahenk