Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KÜF BAĞLAMAK ( YA DA TUTMAK) : Turkish Turkish

pas

KÜF BAĞLAMAK ( YA DA TUTMAK) : Turkish Turkish

unutulmak

KÜF KOKUSU : Turkish Turkish

ağır, pis ve bunaltıcı koku

KÜF YEŞİLİ : Turkish Turkish

(renk için) açık yeşil

KÜFE : Turkish Turkish

genellikle söğüt ya da başka ağaç dallarından örülen, yük taşımaya yarayan, kaba ve dayanıklı sepet

KÜFE : Turkish Turkish

kaba et, kıç

KÜFE : Turkish Turkish

ir küfenin alabileceği miktar

KÜFECİ : Turkish Turkish

küfe yapan ya da satan kimse

KÜFECİ : Turkish Turkish

küfeyle sırtında öteberi taşıyan hamal

KÜFECİLİK : Turkish Turkish

küfecinin işi

KÜFELİK : Turkish Turkish

ir küfeyi dolduracak miktarda

KÜFELİK : Turkish Turkish

kendi kendine yürüyemeyecek derecede sarhoş kimse

KÜFELİK OLMAK : Turkish Turkish

çok sarhoş olmak

KÛFİ : Turkish Turkish

arap yazısının düz ve köşeli çizgilerle yazılan eski bir biçimi

KÜFLENDİRME, KÜFLETME : Turkish Turkish

küflendirmek, küfletmek eylemi

KÜFLENDİRMEK, KÜFLETMEK : Turkish Turkish

küf bağlamasına neden olmak: peyniri dışarıda bırakarak küflendirmiş

KÜFLENME : Turkish Turkish

küflenmek eylemi

KÜFLENMEK : Turkish Turkish

küf oluşmak

KÜFLENMEK : Turkish Turkish

zamanı geçmek, köhneleşmek

KÜFLENMEK : Turkish Turkish

çalışma fırsatı bulamayarak yeteneğini yitirmek

KÜFLÜ : Turkish Turkish

küflenmiş olan

KÜFLÜ : Turkish Turkish

zamanı geçmiş, °köhne

KÜFLÜ : Turkish Turkish

saklanmış altın para

KÜFRAN : Turkish Turkish

nankörlük

KÜFRETME : Turkish Turkish

küfretmek eylemi, sövme