Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KULAĞINA SÖYLEMEK : Turkish Turkish

fısıldamak

KÜLAH : Turkish Turkish

erkeklerin giydiği genellikle keçeden, ucu sivri ya da yüksek başlık

KÜLAH : Turkish Turkish

ıçine kimi şeyler koymak için huni biçiminde bükülmüş kâğıt kap

KÜLAH : Turkish Turkish

u kabın alabileceği miktar

KÜLAH : Turkish Turkish

oyun, hile

KÜLAH KAPMAK : Turkish Turkish

düzen, dalavere ile bir işin başına geçmek

KÜLAH PEŞİNDE OLMAK : Turkish Turkish

yalan ve dolanla bir işin başına geçmeye çalışmak

KÜLAHÇI : Turkish Turkish

külah yapan ya da satan kimse

KÜLAHIMA ANLAT! : Turkish Turkish

söylediklerine hiç inanmıyorum, beni kandıramazsın

KÜLAHINI HAVAYA ATMAK : Turkish Turkish

pek çok sevinmek

KÜLAHLARI DEĞİŞTİRMEK ( YA DA DEĞİŞMEK) : Turkish Turkish

"bozuşmak" anlamıyla ve tehdit olarak kullanılır

KÜLAHLI : Turkish Turkish

külahı olan

KÜLAHLI : Turkish Turkish

koni biçiminde tavanı olan

KÜLAHSIZ : Turkish Turkish

külahı olmayan

KULAK : Turkish Turkish

aşın her iki yanında bulunan işitme organı

KULAK : Turkish Turkish

u organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü

KULAK : Turkish Turkish

alıklarda başın iki yanında bulunan ve ağızdan alıp solungaçlardan geçirdiği suyu dışarıya vermeye yarayan yarıklardan her biri

KULAK : Turkish Turkish

telli çalgılarda tel germeye yarayan burgu

KULAK : Turkish Turkish

seslerin uygunluğunu seçebilme ve değerlendirebilme yeteneği

KULAK ASMA! : Turkish Turkish

önemseme, dinleme!

KULAK ASMAK ( YA DA ASMAMAK) : Turkish Turkish

önem vermek (vermemek), dinlemek (dinlememek)

KULAK DOLGUNLUĞU : Turkish Turkish

işiterek elde edilen bilgi

KULAK ERİMİ : Turkish Turkish

sesin işitilebileceği uzaklık

KULAK KABARTMAK : Turkish Turkish

elli etmemeye çalışarak dinlemek

KULAK KESİLMEK : Turkish Turkish

üyük bir dikkatle dinlemek