Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KULÜP : Turkish Turkish

görüşmek, konuşmak, okumak, spor yapmak gibi ereklerle yalnız üye olanların toplandığı yer

KULÜP : Turkish Turkish

spor derneği

KÜLÜSTÜR : Turkish Turkish

yıpranmış, eski görünüşlü olan

KÜLÜSTÜR : Turkish Turkish

akımsız

KULVAR : Turkish Turkish

kimi yarışlarda koşucu ya da yüzücünün koştuğu; yüzdüğü yarış şeridi

KUM : Turkish Turkish

silisli kütlelerin, kayaların, doğal etkenlerle parçalanarak ufalanmasından oluşan ufak, sert taneciklerin tümü

KUM : Turkish Turkish

armut, ayva gibi kimi meyvelerin etli bölümlerindeki sert tanecikler

KUM : Turkish Turkish

vücuttaki bezlerin, özellikle böbreğin ürettiği ince ve katı tanecikler

KÜM : Turkish Turkish

küme, yığın

KÜM : Turkish Turkish

küçük ağıl

KUM BAŞI : Turkish Turkish

kumsal

KUM FIRTINASI : Turkish Turkish

çöllerde kumu havaya karıştıran kasırga

KUM GİBİ : Turkish Turkish

pek çok

KUM SAATİ : Turkish Turkish

dar bir boğazla birbirine bağlanmış iki cam kaptan oluşan ve üstteki kapta bulunan kumun aşağıya akmasından yararlanarak zamanı anlamaya, ölçmeye yarayan araç

KUMA : Turkish Turkish

aynı erkekle evli olan kadınların birbirine göre olan adı

KUMAN : Turkish Turkish

kıpçak

KUMANDA : Turkish Turkish

komuta

KUMANDA ETMEK : Turkish Turkish

komut vermek

KUMANDA ETMEK : Turkish Turkish

yönetmek

KUMANDA ETMEK : Turkish Turkish

(düzenek) işlemek

KUMANDAN : Turkish Turkish

komutan

KUMANDANLIK : Turkish Turkish

komutanlık

KUMANDI : Turkish Turkish

kuzey altaylarda yaşayan, şamanizme inanan türk boyu

KUMANYA : Turkish Turkish

yolculuk için hazırlanan yiyecek, azık

KUMANYA : Turkish Turkish

sefer durumundaki askerler için hazırlanan yiyecek