Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KUPKURU ETMEK : Turkish Turkish

çok kurutmak

KUPKURU KESİLMEK : Turkish Turkish

çok kurumak

KÜPLEĞİ : Turkish Turkish

küreğin, baltanın sap takılan yeri

KÜPLEME : Turkish Turkish

karında su birikmesi nedeniyle olan, şişmeyle beliren hastalık

KÜPLERE BİNMEK : Turkish Turkish

çok öfkelenmek

KÜPLÜ : Turkish Turkish

küpü olan

KÜPLÜ : Turkish Turkish

akısı bol, ucuz meyhane

KÜPLÜ : Turkish Turkish

çok rakı içen, ayyaş

KUPON : Turkish Turkish

piyango biçiminde düzenlenmiş, çekilişlerde kesilerek kullanılan basılı parça

KUPON : Turkish Turkish

değerli kâğıtların (devlet tahvili ya da hisse senetleri) üzerinde bulunan ve belirli zamanlarda sahibine faiz ya da kazanç payı olarak belirli bir gelir sağlayan kesilmiş parça

KUPON : Turkish Turkish

yalnız bir giysilik dokunmuş, üstün nitelikte (kumaş parçası)

KÜPÜNÜ DOLDURMAK : Turkish Turkish

eline fırsat geçmişken çokça para biriktirmek

KUPÜR : Turkish Turkish

kesik

KUR : Turkish Turkish

yabancı paraların ulusal para cinsinden değeri

KUR : Turkish Turkish

kurs (ii)

KUR : Turkish Turkish

karşı cinsten birine ilgi göstererek onun hoşuna gitme, gönlünü kazanmaya çalışma

KUR : Turkish Turkish

irinin duygularını okşayacak biçimde davranarak onu elde etmeye çalışma

KÜR : Turkish Turkish

ıyi bakım ve ilaç sağaltımı

KÜR : Turkish Turkish

özel sağaltım yöntemi

KUR YAPMAK : Turkish Turkish

karşı cinsten birine ilgi göstererek onun hoşuna gitmek, gönlünü kazanmaya çalışmak

KUR YAPMAK : Turkish Turkish

irinin duygularını okşayacak biçimde davranarak onu elde etmeye çalışmak

KÜR YAPMAK : Turkish Turkish

sağlığı korumak amacıyla herhangi bir yöntemi bir süre uygulamak

KURA : Turkish Turkish

adçekme

KURA ÇEKMEK : Turkish Turkish

adçekmek

KURA EFRADI : Turkish Turkish

kura çekerek yeni asker olan erler