Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ARPASI ÇOK GELMEK : Turkish Turkish

coşmak, azmak, kudurmak

ARPASUYU, -NU : Turkish Turkish

ira

ARPEJ : Turkish Turkish

ir akort oluşturan seslerin birbiri arkasından çalınması

ARŞ : Turkish Turkish

ıslam dini inanışına göre göklerin en yüksek katı

ARŞ : Turkish Turkish

askerlikte "yürü" komutu

ARSA : Turkish Turkish

üzerine yapı yapılmak için ayrılmış yer

ARŞE : Turkish Turkish

keman yayı

ARŞE : Turkish Turkish

tren, troleybüs, tramvay gibi elektrikle işleyen taşıtlarda telden elektrik akımı almaya yarayan, yukarıya doğru uzanmış demir yay

ARSENİK : Turkish Turkish

atom numarası 33 ve atom ağırlığı 74,91, yoğunluğu 5,7 olan, atmosfer basıncı altında 450 °c'de süblimleşen, maden filizlerinde çok yaygın bulunan, metal görünümünde çok zehirli basit element, sıçanotu, °zırnık, simgesi as

ARSENİKLİ : Turkish Turkish

ıçinde arsenik bulunan

ARŞİDÜK, -KÜ : Turkish Turkish

avusturya'da imparator ailesi prenslerine verilen san

ARŞIN : Turkish Turkish

yaklaşık olarak 68 santimetreye eşit olan uzunluk ölçüsü

ARŞINLAMAK : Turkish Turkish

arşınla ölçmek

ARŞINLAMAK : Turkish Turkish

amaçsız, geniş adımlarla dolaşmak

ARSIULUSAL : Turkish Turkish

uluslararası

ARŞİV : Turkish Turkish

elgelik

ARŞİVLEME : Turkish Turkish

elgeleri sınıflayarak saklama işi

ARŞİVLEMEK : Turkish Turkish

ir belgeyi, bir yapıtı sınıflandırarak saklamak

ARSIZ : Turkish Turkish

utanması, sıkılması olmayan, yılışık, yüzsüz (kimse)

ARSIZ : Turkish Turkish

açgözlü davranan (kimse)

ARSIZ : Turkish Turkish

kolayca üreyebilen (bitki)

ARSIZ ARSIZ : Turkish Turkish

utanmaz bir biçimde, yılışarak, sırnaşarak

ARSIZLANMAK : Turkish Turkish

arsızlık etmek

ARSIZLAŞMAK : Turkish Turkish

arsız duruma gelmek

ARSIZLIK : Turkish Turkish

arsız olanın durumu ya da arsızca davranış, yılışıklık, sırnaşıklık