Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KURUMLANIŞ : Turkish Turkish

kurumlanmak eylemi ya da biçimi

KURUMLANMA : Turkish Turkish

kurumlanmak eylemi

KURUMLANMAK : Turkish Turkish

gururlanarak kasılmak

KURUMLANMAK : Turkish Turkish

kurum tutup islenmek

KURUMLAŞMA : Turkish Turkish

kurum niteliği kazandırma, kurum niteliği verme

KURUMLAŞMA : Turkish Turkish

özellikle politik ve ekonomik alanlarda denetim örgütlerinin, kurumların çoğaltılması eğilimi

KURUMLAŞMA : Turkish Turkish

herhangi bir davranış, düşünüş, inanış biçiminin tarihsel olarak görece, durağan ve toplumca değer verilen kalıplara dönüşmesi süreci, °müesseseleşme

KURUMLAŞMAK : Turkish Turkish

kurum durumuna gelmek, °müesseseleşmek

KURUMLAŞMIŞLIK : Turkish Turkish

ir kurumun köklü değişimlerden kaçınarak kurumsal yapısını sürdürmesi

KURUMLAŞTIRMA : Turkish Turkish

kurumlaştırmak eylemi

KURUMLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

kurum durumuna getirmek

KURUMLU : Turkish Turkish

gururlanarak kasılan, °mağrur

KURUMLU : Turkish Turkish

kurum tutup islenmiş olan

KURUMSAL : Turkish Turkish

kurumla ilgili

KURUNTU : Turkish Turkish

yanlış ve yersiz düşünce

KURUNTU : Turkish Turkish

ir konuyla ilgili kötü olasılıkları akla getirip tasalanma, işkil, °evham, °vesvese

KURUNTU : Turkish Turkish

olmayacak bir şeyin olacağını sanma, °vehim

KURUNTU ETMEK : Turkish Turkish

kötü olanakları düşünüp üzülmek

KURUNTUCU : Turkish Turkish

sürekli kuruntuya kapılan (kimse), işkilli, °müvesvis

KURUNTULU : Turkish Turkish

kuruntusu olan (kimse), °evhamlı, °mütevehhim

KURUNTUYA KAPILMAK : Turkish Turkish

oş yere tasalanmak

KURUP TAKMA : Turkish Turkish

araç ve aygıtların döşeme bağlanması işi, °montaj

KURUŞ : Turkish Turkish

liranın yüzde biri değerinde türk parası

KURUŞ KURUŞ : Turkish Turkish

kuruşu bile hesap ederek

KURUSIKI : Turkish Turkish

yalnız barutla sıkılanmış tüfek ya da fişek dolgusu