Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KURYE : Turkish Turkish

düzenli olarak ticari bir hizmet gören taşıt aracı

KURYELİK : Turkish Turkish

kuryenin görevi

KUŞ : Turkish Turkish

yumurtlayan omurgalılardan, akciğerli, sıcak kanlı, vücudu tüylerle örtülü, gagalı, iki ayaklı, iki kanatlı uçucu hayvanların ortak adı

KUŞ : Turkish Turkish

(terzilikte) giysinin rahatlığını sağlamak amacıyla gövde ve kol arasında eklenen bir ucu sivri kumaş parçası

KUŞ : Turkish Turkish

uçurtma

KÜS : Turkish Turkish

küsmüş, dargın

KUŞ ( YA DA TAVŞAN) UYKUSU : Turkish Turkish

kuşku içinde uyunan hafif uyku

KUŞ BEYİNLİ : Turkish Turkish

akılsız, aptal

KUŞ GİBİ : Turkish Turkish

çok hafif

KUŞ GİBİ : Turkish Turkish

çabuk iş gören, eline ayağına çabuk

KUŞ GİBİ ÇIRPINMAK : Turkish Turkish

çaresizlik içinde telaşlı davranmak

KUŞ GİBİ UÇUP GİTMEK : Turkish Turkish

çok kısa süren bir hastalıkla ölmek

KUŞ GİBİ UÇUP GİTMEK : Turkish Turkish

çok kısa sürmek, geçmek

KUŞ GİBİ YEMEK : Turkish Turkish

çok az yemek

KUŞ KADAR CANI OLMAK : Turkish Turkish

küçük, cılız, güçsüz bir yaratık olmak

KUŞ KADAR YEMEK : Turkish Turkish

çok az yemek yemek

KUŞ KAFESİ GİBİ : Turkish Turkish

ufak ve güzel (yapı)

KUŞ KANADIYLA GİTMEK : Turkish Turkish

çok hızlı gitmek

KÜS KÜS : Turkish Turkish

sessizce ve büzülmüş bir durumda

KUŞ UÇMAZ, KERVAN GEÇMEZ : Turkish Turkish

kimsenin uğramadığı ıssız ve sapa kır yeri

KUŞ UÇURMAMAK : Turkish Turkish

hiçbir şeyin ya da kimsenin kaçmasına, geçmesine olanak vermemek

KUŞA BENZEMEK ( YA DA DÖNMEK) : Turkish Turkish

ir şey düzeltilmek istenirken küçülüp biçimsiz bir duruma gelmek

KÜŞADE : Turkish Turkish

açık, açılmış

KUŞAK : Turkish Turkish

ele sarılan uzun ve enli kumaş

KUŞAK : Turkish Turkish

sağlamlığını artırmak için, bir şeyin çevresine geçirilen ağaçtan ya da metalden bağ