Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ASLIK : Turkish Turkish

as olma durumu

ASLIK : Turkish Turkish

kısır olan (kadın ya da dişi hayvan)

AŞLIK : Turkish Turkish

aş yapmak için hazırlanan ve saklanan şeyler

AŞLIK : Turkish Turkish

dövüldükten sonra savrularak temizlenen ve kurutulan buğday

AŞLIK : Turkish Turkish

sırası gelince harcanmak için çokça bulundurulan yemeklik şeyler, °zahire

ASMA : Turkish Turkish

asmak eylemi

ASMA : Turkish Turkish

asılmış, asılı, asılarak yapılmış

ASMA : Turkish Turkish

asmagillerden, dalları çardak üzerine yayılan bitkilere genel olarak verilen ad

ASMA : Turkish Turkish

elirli bir tür üzüm veren bitki (vitis)

ASMA BIYIĞI : Turkish Turkish

asma dallarının çevresine tutunmasına yarayan yeşil uzantılar, sülük

ASMA KAT : Turkish Turkish

yapılarda genellikle tabanla birinci kat arasına yapılan, basık tavanlı, altı boş kat

ASMA KİLİT : Turkish Turkish

kilitlenecek şeyin üstündeki halkalara geçirilip kapatılacak biçimde yapılmış kilit

ASMA KÖPRÜ : Turkish Turkish

iki başındaki ayaklardan başka dayanağı olmayan, çoğunlukla uzun ve yüksek köprü

ASMA MERDİVEN : Turkish Turkish

yukarı ucundan bir yere asılarak kullanılan ip merdiven

ASMA YAPRAĞI : Turkish Turkish

zeytinyağlı ve etli sarma yapmakta kullanılan körpe asma yaprağı

ASMABAHÇE : Turkish Turkish

ayak ve kemerler üzerine kurulan teraslardan yapılmış bahçe

ASMABİTİ, -Nİ : Turkish Turkish

eşkanatlılardan, asmalara zarar veren, sarımsı renkte bir böcek, °filoksera (phylloxera vestatrix)

ASMAGİLLER : Turkish Turkish

ıkiçeneklilerden, bellibaşlı türü asma olan bitki familyası

ASMAK, -AR : Turkish Turkish

ir şeyi aşağıya sarkacak biçimde bir yere iliştirmek sarkıtmak

ASMAK, -AR : Turkish Turkish

üzerine takınmak, kuşanmak

ASMAK, -AR : Turkish Turkish

ir kimseyi boğazından ip geçirip sarkıtarak öldürmek, idam etmek

ASMAK, -AR : Turkish Turkish

gitmek zorunda olunan bir yere özürsüz gitmemek ya da görevi olan bir işi özürsüz yapmamak

AŞMAK, -AR : Turkish Turkish

yüksek, uzak ya da geçilmesi güç bir yerin öte yanına geçmek

AŞMAK, -AR : Turkish Turkish

(süre) geçmek, bitmek, sona ermek

AŞMAK, -AR : Turkish Turkish

irini, bir şeyi aşmak, bir evreyi geride bırakmak