Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ATILIŞ : Turkish Turkish

atılmak eylemi ya da biçimi, atılma

ATILMAK : Turkish Turkish

atmak eylemine konu olmak

ATILMAK : Turkish Turkish

saldırmak, hücum etmek

ATILMAK : Turkish Turkish

ir şeye doğru birden gitmek, birden bir davranışta bulunmak

ATIM : Turkish Turkish

atmak eylemi

ATIM : Turkish Turkish

atılan bir şeyin gidebildiği uzaklık

ATIM : Turkish Turkish

atış sayısı

ATIM : Turkish Turkish

vuru, nabız

ATIMCI : Turkish Turkish

pamuğu, yünü yay ya da tokmak gibi bir araçla kabartma, ditme işini yapan kimse, °hallaç

ATIMCILIK : Turkish Turkish

atımcının işi, hallaçlık

ATIMLIK : Turkish Turkish

silahı doldurmaya yetecek ya da en az bir atım yapabilecek barut miktarı

ATIN ÖLÜMÜ ARPADAN OLSUN : Turkish Turkish

çok sevilen bir şey yapılırken ya da sevilen bir yiyecek yenirken sonuç kötü de olsa katlanılacağını anlatır

ATIŞ : Turkish Turkish

atmak eylemi ya da biçimi

ATIŞ : Turkish Turkish

ir silahın mermisini amaca ulaştırmak için gereken iş ve bilgi

ATIŞ : Turkish Turkish

(kalp, nabız için) vuruş, çarpış

ATIŞ YERİ : Turkish Turkish

silah atma alıştırmaları yapılan yer, °poligon

ATIŞBİLİM : Turkish Turkish

uzaya fırlatılan cisimlerin, özellikle mermilerin silahın içindeki ve dışındaki devinimlerini inceleyen bilim, °balistik

ATIŞMA : Turkish Turkish

atışmak eylemi

ATIŞMA : Turkish Turkish

saz ozanlarının koşukla tartışmaları

ATIŞMAK : Turkish Turkish

ağız kavgası etmek

ATIŞMAK : Turkish Turkish

kendisine dargın olan bir kimseye barışıkmış gibi söz söylemek

ATIŞMAK : Turkish Turkish

(ozanlar) belli bir ayak üzerine karşılıklı deyiş söylemek

ATIŞTIRMAK : Turkish Turkish

acele olarak yemek ya da içmek

ATIŞTIRMAK : Turkish Turkish

(yağmur ya da kar) serpiştirmek

ATKESTANESİ, -Nİ : Turkish Turkish

atkestanesigillerden
30 metre yükseklikte, çiçekleri kokulu bir ağaç (aesculus hippocastanum)