Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ATLAMAK : Turkish Turkish

yanılmak, aldanmak

ATLAMBAÇ : Turkish Turkish

çocukların atlama oyunu

ATLANDIRMAK : Turkish Turkish

ata bindirmek ya da binecek at vermek

ATLANGIÇ : Turkish Turkish

dereyi geçerken üzerine basıp atlamak için konan büyük taş, atlama taşı

ATLANMAK : Turkish Turkish

ata binmek ya da at edinmek

ATLANMAK : Turkish Turkish

atlamak eylemi yapılmak

ATLAR ANASI : Turkish Turkish

iriyarı, erkeksi kadın

ATLAR NALLANIRKEN, KURBAĞALAR AYAK UZATMAZ : Turkish Turkish

küçükler büyüklerin yanında hadlerini bilmelidir

ATLAR TEPİŞİR, ARADA EŞEKLER EZİLİR : Turkish Turkish

üyüklerin çatışmasından küçükler zarar görür

ATLAS : Turkish Turkish

yüzü parlak, sık dokunmuş bir tür ipekli kumaş

ATLAS : Turkish Turkish

dünyanın, bir memleketin, bir bölgenin fiziksel ve siyasal coğrafyasıyla ekonomi, tarih gibi konularda toplu, tutarlı bilgi vermek için bir araya getirilmiş coğrafya haritaları derlemesi

ATLASAĞACI : Turkish Turkish

kerestesi açık ve koyu sarı parıltılı değerli bir kaplama ağacı

ATLASÇİÇEĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

kaktüs

ATLASÇİÇEĞİGİLLER : Turkish Turkish

kaktüsgiller

ATLATILMAK : Turkish Turkish

atlatmak eylemi yapılmak ya da bu eyleme konu olmak

ATLATILMAK : Turkish Turkish

(bir şeyi) geçirip kurtulmak

ATLATILMAK : Turkish Turkish

kandırıp geçiştirmek

ATLATMAK : Turkish Turkish

atlamak eylemini yaptırmak

ATLATMAK : Turkish Turkish

herhangi bir durumu geçiştirmek

ATLATMAK : Turkish Turkish

savmak

ATLATMAK : Turkish Turkish

oyalamak, başından savmak

ATLATMAK : Turkish Turkish

aldatmak

ATLATMAK : Turkish Turkish

(basında) başka ilgililerden önce bir haberin yayınlanmasını sağlamak

ATLAYA ZIPLAYA : Turkish Turkish

atlayarak

ATLAYA ZIPLAYA : Turkish Turkish

istekle, isteyerek