Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
AYA : Turkish Turkish

yaprakların düz ve parlak bölümü

AYAĞILI : Turkish Turkish

ayla, hale

AYAKALTI, -NI : Turkish Turkish

gelip geçenlerin çok olduğu yer

AYAKALTINDA BIRAKMAK : Turkish Turkish

ezilmesine, yok olmasına göz yummak, korumamak

AYAKALTINDA DOLAŞMAK : Turkish Turkish

ir işe yaramadığı halde herkesin işine engel olacak biçimde ortalıkta dolaşmak

AYAKBASTI (PARASI) : Turkish Turkish

ir yere gelenden alınan vergi, toprakbastı

AYAKÇA : Turkish Turkish

dokuma tezgâhı pedalı, ayakçak, ayaklık

AYAKÇAK : Turkish Turkish

merdiven, merdiven basamağı

AYAKÇAK : Turkish Turkish

dokuma tezgâhı ayaklığı

AYAKÇAK : Turkish Turkish

çocukların, cambazların ayaklarına takıp yürüdükleri çifte sırık

AYAKÇI : Turkish Turkish

ayak işlerinde kullanılan kimse

AYAKÇI : Turkish Turkish

ir iş süresince tutulan hizmetçi

AYAKÇIN : Turkish Turkish

dokuma tezgâhlarında atkı ipliklerini devindirmek için ayakla basılan tahta ayaklık, ayakça

AYAKKABI (AYAĞI) VURMAK : Turkish Turkish

(ayakkabı) ayağı zedelemek, ayağı rahatsız etmek

AYAKKABI, -YI : Turkish Turkish

özellikle sokakta ayağı korumak için giyilen, iskarpin, çizme, kundura, makosen, sandalet, patik, galoş gibi türleri olan ayak giyeceği, °pabuç

AYAKKABICI : Turkish Turkish

ayakkabı yapan ya da satan kimse, pabuççu

AYAKKABICI : Turkish Turkish

ayakkabı satılan yer

AYAKKABICILIK : Turkish Turkish

ayakkabıcının işi, pabuççuluk

AYAKKABILARINI ÇEVİRMEK : Turkish Turkish

konuk ayakkabılarını gidiş yönüne doğru düzgün biçimde sıralamak

AYAKKABILARINI ÇEVİRMEK : Turkish Turkish

kimi davranışlarla konuğu gitmeye zorlamak

AYAKKABILIK : Turkish Turkish

ayakkabı konan yer, ayakkabı dolabı

AYAKKABILIK : Turkish Turkish

ayakkabı yapmaya elverişli olan (deri, kösele gibi şeyler)

AYAKLAMAK : Turkish Turkish

ayakla ölçmek

AYAKLANDIRMAK : Turkish Turkish

ayaklanmak eylemini yaptırmak

AYAKLANDIRMAK : Turkish Turkish

ayağa kaldırmak