Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
AYAKTOPU, -NU : Turkish Turkish

topu, ayak vuruşuyla karşı kaleye sokma kuralına dayanan ve on birer kişilik iki takım arasında oynanan top oyunu, °futbol

AYAKUCU, -NU : Turkish Turkish

yatanın ya da yatılan bir yerin ayak uzatılan yönü, yeri

AYAKUCU, -NU : Turkish Turkish

düşey doğrultunun gökküresini deldiği noktalardan, gözeriminin altında olanı

AYAKUCU, -NU : Turkish Turkish

ayak parmak uçlarının oluşturduğu dar dayanak yüzeyi

AYAKÜSTÜ : Turkish Turkish

oturmadan, ayakta durarak; kısa sürede

AYAKYOLU, -NU : Turkish Turkish

ınsanın besin artıklarıyla, idrarını boşalttığı yer, °apteshane, °kademhane, °memişhane, °kenef, °tuvalet

AYAL, -Lİ : Turkish Turkish

karı, eş

AYALAMA : Turkish Turkish

avuçlama

AYALAMAK : Turkish Turkish

el ayasıyla toplamak

AYALTI : Turkish Turkish

aristoteles'e göre ay'ın alt yanında yer alan üreyen ve çürüyen varlıklar dünyası

AYAN : Turkish Turkish

elli, açık

ÂYAN : Turkish Turkish

ıleri gelenler

ÂYAN : Turkish Turkish

senato üyeleri

AYAN BEYAN : Turkish Turkish

esbelli, apaçık, açık seçik

AYAN OLMAK : Turkish Turkish

elli olmak, bilinir olmak

AYANDON : Turkish Turkish

ocak'ta başlayan "ayandon fırtınası" tamlamasında geçer

AYAR : Turkish Turkish

ıstenen sonuca göre düzenleme, °tertip

AYAR : Turkish Turkish

ir aygıtın gereken işi yapabilmesi durumu

AYAR : Turkish Turkish

saatler için belli bir yere göre kabul edilmiş olan ölçü

AYAR : Turkish Turkish

altın, gümüş gibi madenlerden yapılmış şeylerin arılık derecesi

AYAR : Turkish Turkish

ir iş ya da bir davranışta gereken ölçü

AYAR : Turkish Turkish

değer derecesi

AYAR ETMEK : Turkish Turkish

(bir aygıtın) çalışmasını düzeltmek, düzenli işler duruma getirmek

AYARCI : Turkish Turkish

esnafın elindeki ölçü aygıtlarını denetleyen görevli

AYARI BOZUK : Turkish Turkish

elli bir ayarı olmayan