Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
AYDINLANMA : Turkish Turkish

ir yüzeyin, karşısına konan eşit ışık kaynaklarının sayısıyla orantılı olarak aydınlık görünmesi

AYDINLANMA ÇAĞI : Turkish Turkish

avrupa'da rönesans'tan sonra gelen bilimin, usun egemen olduğu çağ

AYDINLANMACI : Turkish Turkish

toplumda usun ve bilimin egemen olmasını benimseyen kişi

AYDINLANMACILIK : Turkish Turkish

aydınlanmacı olma durumu

AYDINLANMAK : Turkish Turkish

aydınlık olmak

AYDINLANMAK : Turkish Turkish

ir konuyla ilgili açık seçik bilgi edinmek

AYDINLANMAK : Turkish Turkish

eğitim ve çaba sonucu aydın düşünüşlü olmak

AYDINLANMAK : Turkish Turkish

ir konu üzerinde açık seçik fikir edinmek

AYDINLANMAK : Turkish Turkish

mutlu olmak, sevinmek, rahatlamak

AYDINLAŞMAK : Turkish Turkish

aydın niteliği edinmek

AYDINLATICI : Turkish Turkish

aydınlık verici

AYDINLATICI : Turkish Turkish

ir sorunla ilgili gerekli bilgileri veren

AYDINLATICI : Turkish Turkish

aydınlatma işi yapan lamba ya da fener

AYDINLATILMAK : Turkish Turkish

aydınlatmak eylemine konu olmak, açıklamak

AYDINLATMA : Turkish Turkish

aydınlatmak eylemi

AYDINLATMA : Turkish Turkish

sahnelerin ışıklandırılması işi

AYDINLATMA : Turkish Turkish

ilgi verme, öğretme

AYDINLATMACILIK : Turkish Turkish

yeter düzeyde aydınlatma elde etmek için kullanılan tekniklerin tümü

AYDINLATMAK : Turkish Turkish

ir yerin karanlığını gidermek

AYDINLATMAK : Turkish Turkish

ir konu üzerinde açık seçik bilgi vermek

AYDINLATMAK : Turkish Turkish

eğiterek aydın düşünüş kazandırmak

AYDINLATMAK : Turkish Turkish

(birinin içini, gönlünü) aydınlatmak, sevindirmek

AYDINLIK : Turkish Turkish

işıklı olma durumu, ışık

AYDINLIK : Turkish Turkish

işık alan, ışıklı

AYDINLIK : Turkish Turkish

güneşli, bulutsuz gündüz ya da ayışığı parlak gece