Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
AYIYI VURMADAN POSTUNU SATMAK : Turkish Turkish

henüz ele geçmemiş bir şey üzerinde hesap yapmak

AYKIRI : Turkish Turkish

alışılmışa, doğru diye bellenmişe uygun olmayan, karşıt, zıt, ters, tersine,°hilaf, °muhalif

AYKIRI : Turkish Turkish

gidilen yol üzerinde olmayıp gidiş yönüne ters düşen

AYKIRI : Turkish Turkish

çapraz, ters

AYKIRI : Turkish Turkish

ütün noktaları aynı düzlemde bulunmayan

AYKIRI DOĞRULAR : Turkish Turkish

aynı düzlemde bulunmayan doğrular

AYKIRI DÜŞMEK : Turkish Turkish

uygun gelmemek, ters gelmek, ters düşmek

AYKIRI KATMANLAŞMA : Turkish Turkish

katmanları düzenli bir biçimde olmayan katmanlaşma

AYKIRI OLMAK : Turkish Turkish

ters, zıt olmak

AYKIRILAMA : Turkish Turkish

aykırılamak eylemi

AYKIRILAMA : Turkish Turkish

dikine, tersine, °çapraz

AYKIRILAMAK : Turkish Turkish

dikey olarak gelmek, dikine kesmek, çaprazlamak

AYKIRILAŞMAK : Turkish Turkish

aykırı duruma gelmek

AYKIRILIK : Turkish Turkish

aykırı olma durumu, °mugayeret, °muhalefet

AYKIRILIK : Turkish Turkish

karşıt olma durumu, zıtlık, °tezat

AYLA : Turkish Turkish

ay'ın ve kimi yıldızların dolayındaki ışık çevresi, °hale

AYLAK : Turkish Turkish

ışsiz, boşgezen, boş, °avare

AYLAK : Turkish Turkish

ışsiz, bir şey yapmayarak

AYLAK AYLAK DOLAŞMAK : Turkish Turkish

ir iş yapmadan dolaşmak

AYLAK OLMAK : Turkish Turkish

oşta olmak, yapacak işi olmamak

AYLAKÇI : Turkish Turkish

temelli işi olmayan işçi, geçici işçi, gündelikçi işçi

AYLAKÇILIK : Turkish Turkish

temelli iş sahibi olmama durumu

AYLAKÇILIK : Turkish Turkish

ışsizlik, avarelik

AYLAKLIK : Turkish Turkish

aylak olma durumu, işsizlik, avarelik

AYLAKLIK ETMEK : Turkish Turkish

oş durmak, çalışmamak, tembellik etmek, dalga geçmek