Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
AYRIŞICI : Turkish Turkish

ayrışmaya elverişli özdek

AYRIŞICI : Turkish Turkish

ayrışan öğe ya da özdek

AYRIŞIK : Turkish Turkish

ayrışmış olan

AYRIŞIK : Turkish Turkish

ayrı türden, çeşit çeşit, °muhtelif

AYRIŞIK : Turkish Turkish

öğelerin arasında türsel ya da niteliksel ayrılıklar bulunan ayrı ayrı türlerden oluşan, ayrıtürden, °heterojen

AYRIŞIKLAŞMA : Turkish Turkish

herbent spencer'de ilerlemenin yasası; bağdaşık olandan ayrışık olana geçiş

AYRIŞIKLIK : Turkish Turkish

ayrışık olma durumu

AYRIŞIM : Turkish Turkish

ayrışmak eylemi

AYRIŞIM : Turkish Turkish

öğelerin dağılması

AYRIŞKAN : Turkish Turkish

sözcüklerin bir kökene, değişmez, ayrışmaz bir biçime indirgendiği dil

AYRIŞKANLIK : Turkish Turkish

ayrışkan dillerin özelliği

AYRIŞMA : Turkish Turkish

ayrışmak eylemi

AYRIŞMA : Turkish Turkish

moleküllerin, türlü etkenler nedeniyle geçici olarak daha yalın atom ve moleküllere bölünmesi

AYRIŞMAK : Turkish Turkish

irbirinden ayrılmak, birliği bozmak, dağılmak

AYRIŞMAK : Turkish Turkish

moleküller, türlü etkenler nedeniyle geçici olarak daha yalın atom ya da moleküllere bölünmek

AYRIŞTIRICI : Turkish Turkish

eslenme zincirinin sonunda yer alan kadavra, dışkı, bitkisel kırıntı gibi organik maddelerle beslenen, beslenirken maddeleri minarellere çeviren ya da humusa dönüştüren organizma, çürükçül, dönüştürücü

AYRIŞTIRMAK : Turkish Turkish

ütünün bozulmasına neden olmak

AYRIŞTIRMAK : Turkish Turkish

ayrışmasını sağlamak

AYRIT, -TI : Turkish Turkish

ıki düzlemin arakesiti

AYRITÜRDEN : Turkish Turkish

ayrışık, °heterojen

AYRIVURUMLU : Turkish Turkish

her bölümü özel bir vurumla bestelenmiş (yapıt)

AYSBERG : Turkish Turkish

uzdağı

AYSBERG : Turkish Turkish

lahana görünümlü bir tür marul

AYŞEKADIN : Turkish Turkish

kılçıksız, lezzetli bir tür taze fasulye

AYSFİLD : Turkish Turkish

uzla, °bankiz