Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
(BİRİNİN) ÖNÜNE DÜŞMEK : Turkish Turkish

irinin önünden yürümek

(BİRİNİN) ÖNÜNE DÜŞMEK : Turkish Turkish

irine kılavuzluk etmek

(BİRİNİN) ONURUNA... VERMEK : Turkish Turkish

irine saygı göstermek için yemek, toplantı gibi bir ağırlamada bulunmak

(BİRİNİN) PABUÇLARINI ÇEVİRMEK : Turkish Turkish

dolaylı olarak kovmak

(BİRİNİN) PARASINI YEMEK : Turkish Turkish

hiç çalışmadan bedavadan geçinmek, birinin sırtından geçinmek

(BİRİNİN) PASAPORTUNU ELİNE VERMEK : Turkish Turkish

kovmak

(BİRİNİN) PESTİLİNİ ÇIKARMAK : Turkish Turkish

çok yormak

(BİRİNİN) PESTİLİNİ ÇIKARMAK : Turkish Turkish

çok dövmek

(BİRİNİN) PİRİNÇİ SU KALDIRMAMAK : Turkish Turkish

alıngan, çabuk darılır olmak, şakadan anlamamak

(BİRİNİN) PÖSTEKİSİNİ SERMEK : Turkish Turkish

döverek kımıldayamayacak duruma getirmek

(BİRİNİN) RAHLEİ TEDRİSİNDE : Turkish Turkish

yetişme, eğitim, düşünce bakımından "o kimsenin etkisinde" anlamında kullanılır

(BİRİNİN) SAĞ KOLU OLMAK : Turkish Turkish

(birinin) en önemli destekçisi yardımcısı olmak

(BİRİNİN) ŞANINDAN OLMAK ( YA DA ŞANINA YAKIŞMAK) : Turkish Turkish

ir şey onun büyüklüğüne, karakterine uygun olmak, yaraşmak

(BİRİNİN) SEMPATİSİNİ KAZANMAK : Turkish Turkish

sevgi, ilgi ve yakınlığını kazanmak

(BİRİNİN) SİNİRİNE DOKUNMAK : Turkish Turkish

hoşuna gitmemek, sinirlendirmek

(BİRİNİN) SİNİRLERİ ALTÜST OLMAK : Turkish Turkish

sinirlenip ne yapacağını şaşırmak

(BİRİNİN) SİNİRLERİ GERİLMEK : Turkish Turkish

sinirlenmeye, öfkelenmeye hazır bir durumda bulunmak

(BİRİNİN) SİNİRLERİNİ BOZMAK : Turkish Turkish

kızdırmak, sinirlendirmek

(BİRİNİN) SIRTINDAN (PARA) KAZANMAK : Turkish Turkish

ir kimseden yararlanarak para sağlamak

(BİRİNİN) SIRTINDAN ÇIKARMAK : Turkish Turkish

o kimseye ödetmek

(BİRİNİN) SIRTINDAN GEÇİNMEK : Turkish Turkish

geçimini o kimseden sağlamak

(BİRİNİN) SIRTINI YERE GETİRMEK : Turkish Turkish

güreşte hasmı sırtüstü yere yatırarak yenmek

(BİRİNİN) SIRTINI YERE GETİRMEK : Turkish Turkish

üstün gelmek

(BİRİNİN) SÖZÜNE GELMEK : Turkish Turkish

irinin söylediğini sonradan kabul etmek

(BİRİNİN) SÖZÜNÜ TUTMAK : Turkish Turkish

öğüdünü uygulamak