Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
BAĞLILIK : Turkish Turkish

(birine karşı) sevgi, saygıyla yakınlık duyma ve gösterme, sadakat

BAĞLILIK : Turkish Turkish

à bağlılaşım

BAĞNAK : Turkish Turkish

ölü doğmuş ya da doğuştan hemen sonra öldürülmüş kuzunun derisi

BAĞNAZ : Turkish Turkish

ir görüşe, bir inanca katılıkla bağlanıp, ondan başkasını kabul etmeyen, yobaz, °mutaassıp, °fanatik

BAĞNAZLAŞMAK : Turkish Turkish

ir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde, körü körüne bağlanarak yalnızca onu doğru saymak

BAĞNAZLAŞTIRILMAK : Turkish Turkish

ağnazlaşmasına neden olmak

BAĞNAZLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

ağnaz duruma getirmek

BAĞNAZLIK : Turkish Turkish

ağnaz olma durumu, bağnazca davranış, fanatiklik, °taassup, °fanatizm

BAĞNAZLIK : Turkish Turkish

ir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başkasını düşünememe durumu, °taassup

BAĞRI YANIK : Turkish Turkish

çok dert, acı, sıkıntı çekmiş

BAĞRI YANMAK : Turkish Turkish

üzüntü çekmek, çok acı duymak

BAĞRI YANMAK : Turkish Turkish

çok susamış olmak

BAĞRIKARA : Turkish Turkish

ıskete kuşunun bir türü (saxicola torquata)

BAĞRINA BASMAK : Turkish Turkish

kucaklamak

BAĞRINA BASMAK : Turkish Turkish

iriyle ilgilenerek onu koruyup kayırmak

BAĞRINA TAŞ BASMAK : Turkish Turkish

sesini çıkarmaksızın her türlü acıya katlanmak

BAĞRINI DELMEK : Turkish Turkish

pek dokunmak, çok acı vermek

BAĞRIŞ : Turkish Turkish

ağırmak eylemi ya da biçimi

BAĞRIŞ ÇAĞRIŞ : Turkish Turkish

gürültü, şamata

BAĞRIŞ ÇAĞRIŞ : Turkish Turkish

gürültüyle, şamata ederek

BAĞRIŞA ÇAĞRIŞA : Turkish Turkish

üyük gürültü ederek

BAĞRIŞMA : Turkish Turkish

ağrışmak eylemi, birlikte bağırma

BAĞRIŞMAK : Turkish Turkish

irlikte ya da karşılıklı bağırmak

BAHADIR : Turkish Turkish

savaşlarda, çarpışmalarda gücü ve yılmazlığıyla üstünlük kazanan kimse, batur

BAHAİ : Turkish Turkish

ahailiğe bağlı kimse