Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
BARDAK ALTI : Turkish Turkish

ardağın konulduğu yeri kirletmemesi için kullanılan, genellikle örgü, kâğıt ya da plastik örtü

BARDAKERİĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

ıri ve tatlı bir tür erik, bardacık

BARDAKI TAŞIRAN DAMLA : Turkish Turkish

sabrı tüketen aşırı davranış ya da durum

BARDAKI TAŞIRMAK : Turkish Turkish

sabrını tüketmek

BARDAKLIK : Turkish Turkish

ardak, fincan konan raf

BARDAKLIK : Turkish Turkish

kahvelerde tezgâh üstüne konan bölmeli bardak dolabı

BARDAKTAN BOŞANIRCASINA YAĞMAK (YAĞMUR) : Turkish Turkish

çok şiddetli yağmak

BAREM : Turkish Turkish

devlet memurlarının maaşlarının derece ve tutarlarını düzenleyen sistem ve çizelge

BARET : Turkish Turkish

genellikle maden ocağı, fabrika gibi yerlerde kullanılan koruyucu başlık

BARFİKS : Turkish Turkish

çeşitli beden hareketleri yapmaya elverişli yükseklikte, iki ayak üzerine tutturulmuş çubuklu jimnastik aracı

BARGAM : Turkish Turkish

levreğe benzer bir tür balık

BARHANA : Turkish Turkish

göç

BARHANA : Turkish Turkish

göç eşyası, ev eşyası

BARİ : Turkish Turkish

hiç olmazsa, öyle ise

BARI : Turkish Turkish

ahçe, açık ağıl etrafındaki çit

BARİKAT, -TI : Turkish Turkish

ir yolu ya da geçidi kapamak için elaltındaki her türlü araçtan yararlanarak yapılan engel

BARINAK : Turkish Turkish

arınacak, sığınacak, içinde yaşanacak yer

BARINAKSIZ : Turkish Turkish

arınağı, sığınacak yeri olmayan

BARINDIRMAK : Turkish Turkish

arınmasını sağlamak, bir yerde yaşamasına izin vermek

BARINMAK : Turkish Turkish

doğa etkilerinden korunmak için kapalı bir yere sığınmak

BARINMAK : Turkish Turkish

yerleşmek için uygun koşullar bularak oturmak

BARINMAK : Turkish Turkish

ir yerde yaşamak, yaşamını sürdürmek, geçirmek

BARINMAK : Turkish Turkish

çevresiyle uyumlu, dirlik içinde yaşamak

BARINMAK : Turkish Turkish

(soyut kavramlar için) bir yerde etkili olmak, gelişecek ortamı bulmak

BARIŞ : Turkish Turkish

savaşsızlık, savaşmama durumu, birbiriyle iyi geçinme durumu, °sulh