Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
BAŞLAMAK : Turkish Turkish

etkisini göstermek

BAŞLAMAK : Turkish Turkish

hoş olmayan bir davranışa koyulmak

BAŞLANGIÇ : Turkish Turkish

ir eylemin, bir dönemin, bir yaşamın vb.'nin ilk bölümü

BAŞLANGIÇ : Turkish Turkish

önsöz ya da giriş

BAŞLANGIÇ NOKTASI : Turkish Turkish

ir işin ya da şeyin başladığı yer

BAŞLANGIÇ NOKTASI : Turkish Turkish

sıfır sayısının, sayı doğrusundaki yeri

BAŞLANILMAK : Turkish Turkish

aşlanmak

BAŞLANMAK : Turkish Turkish

aşlamak eylemine konu olmak

BAŞLANMAK : Turkish Turkish

aş oluşmak, baş bağlamak

BAŞLATICI : Turkish Turkish

ir şeyin, bir eylemin başlamasını sağlayan, başlatan

BAŞLATILMAK : Turkish Turkish

aşlatmak eylemi yapılmak

BAŞLATIM : Turkish Turkish

gerilim uygulandıktan sonra bir bilgisayarın çalışmasını sağlayan süreç

BAŞLATMAK : Turkish Turkish

aşlamasına yol açmak

BAŞLATMAK : Turkish Turkish

(birinin) kötü konuşmasına yol açmak

BAŞLAYICI : Turkish Turkish

ir şey öğrenmeye yeni başlayan (kimse), °müptedi

BAŞLAYIŞ : Turkish Turkish

aşlamak eylemi ya da biçimi

BAŞLI : Turkish Turkish

aşı olan

BAŞLI : Turkish Turkish

ucu yuvarlak bir başla sona eren organ

BAŞLI BAŞINA : Turkish Turkish

aşka şeylerden ayrı olarak, kendi başına, tek başına

BAŞLICA : Turkish Turkish

en önemli, başta gelen

BAŞLIGÖĞÜS : Turkish Turkish

kabuklularda ve örümceğimsilerde baş ve göğüsün birbirine kaynaşmasıyla oluşan ön bölüm

BAŞLIK : Turkish Turkish

genellikle başı korumak için giyilen nesne, °serpuş

BAŞLIK : Turkish Turkish

hayvan koşumunun başa geçirilen bölümü

BAŞLIK : Turkish Turkish

ir sütunun, bir direğin tepeliği

BAŞLIK : Turkish Turkish

ir yazının, bir kitabın bölümlerinin başına konulan ve konuyu kısaca tanıtan yazı, °serlevha, °antet