Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
BAŞSAVCILIK : Turkish Turkish

aşsavcı olma durumu

BAŞSAVCILIK : Turkish Turkish

aşsavcının görevi ya da orunu

BAŞSEDİR : Turkish Turkish

geleneksel türk evlerinde odalarda saygın kişiler, konuklar için ayrılmış sedir

BAŞŞEHİR : Turkish Turkish

aşkent

BAŞSIZ : Turkish Turkish

aşı olmayan

BAŞSIZ : Turkish Turkish

yöneticisi, başkanı olmayan

BAŞSIZLIK : Turkish Turkish

aşı ya da başkanı bulunmama durumu

BAŞSIZLIK : Turkish Turkish

yasası ve hükümeti olmayan topluluk, erksizlik, °anarşi

BAŞTABAN : Turkish Turkish

yunan ve roma mimarlıklarında, sütunların üstüne oturan ve iki sütun arasındaki uzaklığın üstünü örten büyük, uzun taş kirişlerin oluşturduğu bölüm

BAŞTABİP : Turkish Turkish

aşhekim

BAŞTAN : Turkish Turkish

aşından başlayarak, yeniden

BAŞTAN : Turkish Turkish

ir işin başlangıcından

BAŞTANIMAZLIK : Turkish Turkish

anarşizm

BAŞTANKARA : Turkish Turkish

ötücü kuşlar takımının, baştankaragiller familyasından; kuzey afrika, avrupa ve asya'da yaşayan, çeşitli renklerde olabilen bir kuş türü (parus maior)

BAŞTANKARAGİLLER : Turkish Turkish

omurgalı hayvanların, ötücü kuşlar takımından yüz kadar kuş türünü içine alan geniş bir familya

BAŞTARDE : Turkish Turkish

osmanlı donanmasında kullanılan kadırga türünden bir savaş gemisi

BASTI : Turkish Turkish

kıymayla pişirilmiş sebze

BASTIBACAK : Turkish Turkish

acakları kısa ya da çarpık (kimse)

BASTIBACAK : Turkish Turkish

(çocuk için) yaramaz

BASTIĞI YERDE OT BİTMEMEK : Turkish Turkish

gittiği yere uğursuzluk götürmek, kurutmak, bereketsizlik getirmek

BASTIĞI YERİ BİLMEMEK : Turkish Turkish

şaşkınlıktan durumunu kontrol edememek

BASTIK : Turkish Turkish

pestil

BASTİKA : Turkish Turkish

ir serene ya da herhangi bir ağaca açılan delik

BASTIRILMAK : Turkish Turkish

astırmak eylemine konu olmak

BASTIRILMIŞ : Turkish Turkish

askı altında tutulmuş