Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
BASTIRIM : Turkish Turkish

öznenin ya da çevirenin benimsediği bir davranış ya da düşüncenin bastırılması

BASTIRMAK : Turkish Turkish

asmak eylemini yaptırmak

BASTIRMAK : Turkish Turkish

zararlı bir olayı önlemek

BASTIRMAK : Turkish Turkish

üstünlüğünü göstermek

BASTIRMAK : Turkish Turkish

ir kumaşın kenarını kıvırıp dikmek

BASTIRMAK : Turkish Turkish

gidermek

BASTIRMAK : Turkish Turkish

(yanıt için) hemen yetiştirmek

BASTIRMAK : Turkish Turkish

ansızın birinin yanına gitmek

BASTIRMAK : Turkish Turkish

irdenbire ve pek çok etkisini göstermek

BASTON : Turkish Turkish

yürürken dayanmaya yarayan ağaç ya da metalden yapılan araç

BASTON : Turkish Turkish

geminin baş tarafındaki yatık direğin (cıvadranın) dışarıya doğru uzanan parçası

BASTON FRANCALA : Turkish Turkish

ince uzun ekmek

BASTON GİBİ ( YA DA BASTON YUTMUŞ GİBİ) : Turkish Turkish

dimdik duran ya da yürüyen (kimse)

BASÜBADELMEVT, -Tİ : Turkish Turkish

diriliş

BAŞUCU KİTABI : Turkish Turkish

her fırsatta okunan, başvurulan kitap

BAŞUCU UZAKLIĞI : Turkish Turkish

gökyüzünde verilen bir nokta ya da yıldızın başucu noktasından açısal uzaklığı

BAŞUCU, -NU : Turkish Turkish

yatılan bir yerin baş konulan yönü ya da yakını

BAŞÜLKE : Turkish Turkish

sömürge imparatorluklarında sömürgelere egemen olan ülke

BASUR : Turkish Turkish

kalınbağırsağın alt bölümünde ve anüste toplardamarların genişlemesiyle oluşan varis, mayasıl, °hemoroit

BASUR MEMESİ : Turkish Turkish

anüste genişleyip meme gibi uzamış damar yığını

BASURLU : Turkish Turkish

asuru olan

BASUROTU, -NU : Turkish Turkish

düğünçiçeğigillerden, nemli ormanlarda biten, köklerinde basur memesine iyi gelen bir madde bulunan, sarı çiçekli, küçük bir bitki (ranunculus ficaria)

BAŞÜSTÜ : Turkish Turkish

geminin önünündeki üst güvertenin baş tarafı

BAŞUZMAN : Turkish Turkish

en yüksek aşamada bulunan uzman

BAŞUZMANLIK : Turkish Turkish

aşuzman olma durumu