Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
(NEREDE İSE) ZİL TAKIP OYNAYACAK : Turkish Turkish

çok sevinenler için söylenir

(ORTALIĞI) GÜRÜLTÜYE VERMEK : Turkish Turkish

gereksiz bir telaşa düşürmek

(ORTALIĞI) TOZPEMBE GÖRMEK : Turkish Turkish

aşırı iyimser olmak

(PARAYI) AVCUNA SAYMAK : Turkish Turkish

peşin olarak ödemek

(PARAYI) AVCUNA SAYMAK : Turkish Turkish

peşin olarak ödemek

(PARAYI) İŞLETMEK : Turkish Turkish

(parayı) kâr sağlayacak işlere yatırmak

(SAÇA, SAKALA) AK DÜŞMEK : Turkish Turkish

(saç ve sakal) tek tük ağarmaya başlamak

(SAÇINA YA DA SAKALINA) KIR DÜŞMEK : Turkish Turkish

göze çarpar derecede beyaz kılları bulunmak, kırlaşmak

(SAKALIN) AK MI KARA MI ÖNÜNE DÜŞÜNCE GÖRÜRSÜN : Turkish Turkish

şimdiden boşuna düşünme, sonuç belli olduğu zaman anlarsın

(SÖZ) ABES KAÇMAK : Turkish Turkish

uygunsuz düşmek

(SÖZÜ) DÖNDÜRÜP DOLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

dolaylı yoldan anlatmak

(ŞUNA YA DA BUNA) KALSA (YA DA KALIRSA) 1) : Turkish Turkish

herhangi birinin kanısınca

(ŞUNA YA DA BUNA) KALSA (YA DA KALIRSA) 1) : Turkish Turkish

elinden gelse, elinde olsa

(ŞUNDAN YA DA BUNDAN) KALIR YERİ YOK : Turkish Turkish

ayrımsız, farksız

(ŞUNDAN YA DA BUNDAN) KALIR YERİ YOK : Turkish Turkish

ayrımsız, farksız

(TANRI'YA) ŞİRK KOŞMAK : Turkish Turkish

tanrı'nın birden çok olduğunu söylemek, tanrı'ya ortak tanımak, eşkoşmak

(ÜSTÜNDEN YA DA PAÇALARINDAN) KİBARLIK AKMAK : Turkish Turkish

aşırı derecede kibar davranmak

(ÜSTÜNE) KALEM ÇEKMEK : Turkish Turkish

gereksiz olduğunu belirtmek için üstünü çizmek

(USTURAYI) KAYIŞA ÇEKMEK : Turkish Turkish

usturanın kılağısını almak için berber kayışına sürtmek

(UZAKTAN) KUMANDA ALETİ : Turkish Turkish

tv gibi bir aygıtın çalışmasını uzaktan başlatmayı, değiştirmeyi ya da durdurmayı sağlayan araç

(ÜZERİNE) TÜY DİKMEK : Turkish Turkish

(kötü bir durum almış bir işi) büsbütün kötü bir duruma sokmak

(VÜCUDUN BİR YERİNE) KAN OTURMAK : Turkish Turkish

ir damarın çatlamasıyla sızan kan, dokular arasına akıp kalmak

(YEDİĞİ) ZEHİR ZIKKIM OLSUN : Turkish Turkish

yapılan iyiliği inkâr eden nankör kimseler için ilenme olarak kullanılır

(YEMEĞİN) SUYUNU ALMAK : Turkish Turkish

kaynatılan yiyeceğin suyunu ayırmak

(YENİ DOĞAN ÇOCUĞUN) GÖBEKİNİ KESMEK : Turkish Turkish

çocuğun göbeğiyle etene arasındaki damar örgüsünü kesmek