Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
BECAYİŞ : Turkish Turkish

yer değişme, karşılıklı yer değiştirme

BECAYİŞ ETMEK : Turkish Turkish

karşılıklı yer değiştirmek

BECELLEŞMEK : Turkish Turkish

cebelleşmek

BECERİ : Turkish Turkish

elinden iş gelme durumu, ustalık, °maharet

BECERİ : Turkish Turkish

kişinin yatkınlık ve öğrenime bağlı olarak bir işi başarma ve bir işlemi amaca uygun olarak sonuçlandırma yeteneği, °maharet

BECERİ : Turkish Turkish

vücudun yapılması güç alıştırmalara yatkın olması durumu

BECERİ KAZANMAK : Turkish Turkish

ir işte ustalaşmak

BECERİKLİ : Turkish Turkish

ecerisi olan, usta, maharetli, °mahir

BECERİKLİLİK : Turkish Turkish

ecerikli olma durumu, ustalık, °maharet

BECERİKSİZ : Turkish Turkish

ecerisi olmayan, usta olmayan

BECERİKSİZCE : Turkish Turkish

eceriksiz bir biçimde

BECERİKSİZLEŞMEK : Turkish Turkish

eceriksiz duruma gelmek

BECERİKSİZLİK : Turkish Turkish

eceriksiz olma durumu

BECERMEK : Turkish Turkish

güç görünen, bir konu ya da duruma çözüm bulmak, üstesinden gelmek

BECERMEK : Turkish Turkish

ir şeyi kullanılmaz duruma getirmek

BECERMEK : Turkish Turkish

zor kullanarak cinsel ilişkide bulunmak, ırzına geçmek, tecavüz etmek

BECERMEK : Turkish Turkish

irini öldürmek

BECET, -Tİ : Turkish Turkish

serçegillerden, küçük bir kuş (passer)

BECİK : Turkish Turkish

keçi yavrusu, oğlak

BECİT : Turkish Turkish

gerekli, lüzumlu

BECİT : Turkish Turkish

ıvedi, °acele

BEÇTAVUĞU, -NU : Turkish Turkish

(beç, eskiden türklerin viyana'ya verdiği ad) tavukgillerden başı küçük ve çıplak, tüyü mavimtırak külrenginde, tavuk büyüklüğünde, evcil bir hayvan (numida meleagris)

BEDAHET, -Tİ : Turkish Turkish

esbelli, apaçık olma durumu

BEDAHET, -Tİ : Turkish Turkish

ir konuda hazırlıksız konuşabilme yeteneği

BEDAVA : Turkish Turkish

karşılıksız, parasız, emeksiz, beleş