Turkish
BEDAVA SİRKE BALDAN TATLIDIR : Turkish Turkish
masrafsız ya da emeksiz elde edilen şeylere herkes istek gösterir
BEDAVACI : Turkish Turkish
her şeyi bedavadan sağlamaya çalışan (kimse)
BEDAVACILIK : Turkish Turkish
edavacı olma durumu
BEDAVADAN ( YA DA BEDAVASINA) : Turkish Turkish
edava olarak, para ve emek vermeden
BEDAVADAN UCUZ : Turkish Turkish
pek ucuz
BEDAVAYA : Turkish Turkish
çok ucuza
BEDBAHT OLMAK : Turkish Turkish
acı çekmek, mutsuz olmak
BEDBAHT, -TI : Turkish Turkish
mutsuz, bahtsız, talihsiz
BEDBAHTLIK : Turkish Turkish
mutsuzluk, bahtsızlık, talihsizlik
BEDBİN : Turkish Turkish
kötümser, karamsar, °pesimist
BEDBİNLEŞMEK : Turkish Turkish
kötümserleşmek, kötümser olmak, karamsar olmak
BEDBİNLİK : Turkish Turkish
kötümserlik, karamsarlık, °pesimizm
BEDDUA : Turkish Turkish
ılenme, ilenç
BEDDUA ETMEK : Turkish Turkish
ilenmek, ºintizar etmek
BEDDUASI TUTMAK : Turkish Turkish
ilenci gerçekleşmek, ahı tutmak
BEDEL : Turkish Turkish
değer, fiyat, °kıymet
BEDEL : Turkish Turkish
ir şeyin yerini tutabilen karşılık
BEDEL : Turkish Turkish
eşit, denk
BEDEL : Turkish Turkish
askerlik yapmamak ya da yapılacak süreyi kısaltma karşılığı olarak devlete ödenen para
BEDEL : Turkish Turkish
aşkasının adına ve onun parasıyla hacca giden kimse
BEDEL TUTMAK : Turkish Turkish
kendi yerine askerlik yapması için birini parayla tutmak
BEDEL VERMEK : Turkish Turkish
askerlik yapmamak ya da kısa süre yapmak için devlete para ödemek
BEDELCİ : Turkish Turkish
edel verdiği için kısa süre hizmet gören asker
BEDELLİ : Turkish Turkish
edeli olan, bedel ödenilen
BEDELLİ : Turkish Turkish
edelci
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani